I.
kuş, kayanın üzerine dikildi
taklide şayan buldum çizgisini
attım kendimi denizin yaladığı tuzlanmış taşlara
soludum havanın ağırlığını
hissettim rüzgarın falçatasını
yüzümün en bilindik kenarında bir şubat sancısı.
kursağındaki boşluğu pençesi altında tuttuğu ekmek ile dolduruyordu
ne de özenilesi
çünkü yok insanlığın bir düğümü.
kuş, gökyüzünün açık kalmış penceresinden uçtu
ne de özenilesi
bana gözlerimin altına kıvrılmak kaldı.
II.
ölü farenin huzuruyla uzanıyorum maviliğin ortasına
bir kedinin kuyruğu gibi sallanmıyor artık zamanın püsküllü sarkacı beynimin kıvrımları arasında
karnım tok
artık umrumda değil tuzağa takılı hiçbir peynir
kuytu köşelere sinmeyi unuttum bile
çürüyüp gideceğim bu özgür dalga yeni evim
*İsmet Özel'e olan gönül borcuma ithafen.
0 yorum