Hacer Yusufoğlu

Göğsümün daraldığı yerde haykırışlarım
Nefesimin tükendiği yerde çırpınışlarım
Sesim acır, dilimde teveyyül, gönlüm biçare...
Bilemezsin kaç gece yakarışlarımla dirildim
Gönlümün hanesindeki sabahım, nefha'm...
Nasıl da yakışıyor sensizliğim rüyalarıma
Seni bilmek isterim fakat her şeyden önce anlamak
Belki koşarsın imdadına hatıralarımın
Şahidi oluruz beraberinde zafer çığlıklarımın 

Ben defalarca ayni kadına baktım 
Aynadaki suretimi tanımadım
Feryatlar, ağlamaklar yetmedi
Derdimin dermanına bir insanoğlu yetişmedi 
Ah ela gözlüm dile gelemedim yanında 
Neyi düşlesem içimde büyüttüm
Arada taşsa da yaralarımdan dışarı 
Alıp yerleştirir ahd ederdim saklımdakilere

Sende bir şey var çözemediğim 
Dönüp dolaşıp aynı yerde soluklanıyorum 
Sesindir gülüşlerimin  etrafını saran 
Ne var ki kaçıyordum ben, yetişemedin bana 
Bırak varsın öyle olsun, yetişeme
Sukunetim ağır gelirdi her defasında sana
Ah bihemta! ne dingin ruhun var senin
Ne denli uğraş verdim tesiri olmuyor gözlerimin 
Hasret çığ gibi büyüdü sustu söylediklerim 

Bakışların vardi sonra en derinden
Ne diye koptu öyle çığlıklarımla, umudum!
Koptu , koptu da bir ben kopamadım 
Maziden akan suların dalgalarından 
Berrak, taze ve diri suları mazinin.
Oysa ne güçlüydü tılsımı bu toprakların 
Hatırlamazsın kaç can verildi bu iklime
O suların yelkenlilerinde rastlamıştım 
Şehrimin lambalarını yakan gözlerinin kayıp gülüşlerine...
Kategoriler: Şiir

1 yorum

Hidayet · Nisan 20, 2023 8:01 pm tarihinde

Okurken yaşanmışlıkların arasında buldum kendimi, vücudumun buna karşı verdiği tepkide tüylerimi diken diken etmesiydi. kelimelere sığdaramayacak güzellikte idi…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir