Sevgilim, gitmeni yalanlayan kuşlar bul. Ama elbet bulamazsın elbet yorgunsundur yine. Küflü bir yorgunluk seninki. Sevgilim, gömleğimde kan lekesi.
Zaman epeydir can çekişiyor. Yüzünde bir kılıç izi var. Noldu Joseph? Ben senin kıyında yürüyemem artık. Aslında yürürüm de, Sen beni uçurumdan itersin bilirim.
Ah joseph, Aramızda bir iğne beni sana dikiyor. Benimle epey konuştular, Anlatamadım. Halbuki konuşacak çok şey vardı; hiç şey vardı.
Bahsetmediğim çok şey var daha kuşlar göçüyor, ağaçlar yaprak döküyor. Akşamın sonsuzluğu son buluyor. Bunlar da önemli elbette en az, Bana ihaneti öğrettiğin, bana kanatlarımı bıraktırdığın kadar Joseph.
2
Hiçbir şey istemiyorum Joseph, sadece bir sokağın köşesinden dön.
İyi dön ama sokak da hissetsin, sana hissettirmek istediğim rüzgarlar ve tanıştırmak istediğim inatçı binalar var. Hiçbir şey istemiyorum, sadece bir sokağın köşesinden dön.
İyi dön ama sokak da hissetsin, O köşeden dönüp bir gidişin vardı. O köşeden dönüp bir bakışın vardı. O dönüp bakarken, ağzımın kulaklarıma bir selam verişi vardı. O köşeden giderken köşenin bir güzel gözükmesi vardı. O köşeden bakıp giderken, köşenin köşe oluşundan bir gururlanışı vardı. O köşeden giderken, gözlerimin o boş köşeye bir bakışı vardı. Sonra köşeden yere serilişin. O sokağın sonu kime çıktı, bilmiyorum ama benim nefes alabildiğim son sokaktı Joseph.
3 İlahi bir koronun endişesini istiyorum hem neden küçük bir gülümseme için büyük espriler gerekli bize ve neden cinnet beşinci kattayken yakalar insanı ve bu mermer insanlar nasıl olur da romatizmadan bahsederler?
Süveyda dağılmış yüreğinde, yetmemiş benimkini de karman çorman etmişsin Joseph, Varabileceğim bir evim olma ihtimalini, Raylar boyu ilerleyen trenlerin hüznünü gözlerin kenarındaki kırışıklıklarda saklayan bir anne olma ihtimalimi almışsın.
Joseph, hissediyorum. Yaklaştı. Sarı laleler istiyorum, yapmazsın biliyorum ama yine de altı yaşındaki bir çocuğun ısrarıyla istiyorum. Joseph, Yüzünde derin bir kılıç izi babandan hatıra.
0 yorum