Bu şehir beni bekliyor Bizans Selçuklu Osmanlı Taşında toprağında Camilerinde görüyorum o eşsiz nezaketi O camiler külliyeler bana bir şey anlatıyor Kulak kabartıyorum Dinliyorum Eşhedu diyor Ben şahidim Zamana yemin olsun ki İnsanlar ancak ziyandadır Zaman ise insanın en kıymetlisi Ve en kıymetini bilmediği Dağıyla taşıyla konuşuyorum Ne insanlar gördüm diyor Ne hırslar ne güzeller ne aşıklar ne saltanatlar Ne hayal kırıklıkları Ben çatlayacaktım onların sıkıntısından Dedim ki Rabbim iyi ki vermemiş bana mesuliyeti Ben kendi halimde bir kayayım Yüzyıllar içinde oluşurum Ömrüm bu kadar uzunken Taşıyamam onca yükü Ben ki ufala ufala ben olurum Ben ki yüklerimden kurtuldukça özüme kavuşurum. İşte diyor insanla aramda olan en büyük fark bu Bir taraftan tanıdık biri İşte dağların bağrından kopup geliyor Yeşilırmak O kadar güzel ki Ela gözlü bir dilbere benziyor Gözlerinde saklıyor kahverengi ve yeşili Kendi yolunda akıp gitmesi gerekiyor. Sakin ve dingin Kimi zamansa karadeniz kadar hırçın Sularında kayboluyor ne aşıklar Mahzun mahzun bakıyor olan bitene Elinden bir şey gelmiyor Sonra ben konuşuyorum Ben insanım Ve ben de ufalanırım unuttukça İyi ki unutabilirim şükürler olsun Kimliğim anlamımda saklı Unutan demek çünkü ismim Ve sen Yeşilırmak Öyle mahzun mahzun bakma ne olur Akıp git yolunda Karartma yüreğini Rabbinden güzel muştular bekle
0 yorum