Elif Sakallı

Bu şehir beni bekliyor
Bizans Selçuklu Osmanlı
Taşında toprağında
Camilerinde görüyorum o eşsiz nezaketi
O camiler külliyeler bana bir şey anlatıyor
Kulak kabartıyorum
Dinliyorum
Eşhedu diyor
Ben şahidim
Zamana yemin olsun ki
İnsanlar ancak ziyandadır
Zaman ise insanın en kıymetlisi
Ve en kıymetini bilmediği
Dağıyla taşıyla konuşuyorum
Ne insanlar gördüm diyor
Ne hırslar ne güzeller ne aşıklar ne saltanatlar
Ne hayal kırıklıkları
Ben çatlayacaktım onların sıkıntısından
Dedim ki Rabbim iyi ki vermemiş bana mesuliyeti
Ben kendi halimde bir kayayım
Yüzyıllar içinde oluşurum
Ömrüm bu kadar uzunken
Taşıyamam onca yükü
Ben ki ufala ufala ben olurum
Ben ki yüklerimden kurtuldukça özüme kavuşurum.
İşte diyor insanla aramda olan en büyük fark bu
Bir taraftan tanıdık biri
İşte dağların bağrından kopup geliyor Yeşilırmak
O kadar güzel ki
Ela gözlü bir dilbere benziyor
Gözlerinde saklıyor kahverengi ve yeşili
Kendi yolunda akıp gitmesi gerekiyor.
Sakin ve dingin
Kimi zamansa karadeniz kadar hırçın
Sularında kayboluyor ne aşıklar
Mahzun mahzun bakıyor olan bitene
Elinden bir şey gelmiyor
Sonra ben konuşuyorum
Ben insanım
Ve ben de ufalanırım unuttukça
İyi ki unutabilirim şükürler olsun
Kimliğim anlamımda saklı
Unutan demek çünkü ismim
Ve sen Yeşilırmak
Öyle mahzun mahzun bakma ne olur
Akıp git yolunda
Karartma yüreğini
Rabbinden güzel muştular bekle
Kategoriler: Şiir

0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir