Hazal Keser Demirel
Fatıma el-Fihrî, bundan yüzyıllar önce ümmetin derdini dert edinmesiyle, sorun tespiti ve çözüm üretmesiyle, malını mülkünü İslam’a, ümmete, ilme adarken hiç tereddüt etmemesiyle tarihe adını yazdırmış, biz müslüman kadınlara da örnek bir şahsiyet olmuştur.
Fas’a İslâm sancağını diken sahabe Ukbe bin Nafi’nin (R.a) zürriyetinden olan ve 800 yılında doğan el-Fihri, ailesi ile küçük yaşta Keyrevan’dan Fes şehrine hicret etti. Kendisi ve kız kardeşi Meryem anne babaları tarafından küçüklükten itibaren İslami ilimler üzerine eğitimler aldılar. Takvalı ve ilim sahibi hanımefendiler olarak yetiştirildiler.
Endülüs’ten, Hristiyan işgali dolayısıyla Fas’a hicretlerin artışı, beraberinde o dönem var olan cami ve medreselerin ilim ihtiyacını karşılayamaması sıkıntısını doğurmuştu. Hayatı boyunca başta hadis ilmi olmak üzere islami ilimler ile yoğrulmuş ve mimariye de ilgi duyan Fatıma el-Fihrî şehrinin bu derdiyle dertlendi.
Vefat eden babasından ve eşinden kalan maddi ve ilmi mirasla UNESCO’nun dünya mirasları listesine girecek olan, dünyanın hâlâ eğitime aralıksız devam eden ilk üniversitesi olan Karaviyyin Üniversitesinin temellerini atarak tarihe adını yazdırdı Fatıma el-Fihrî. Karaviyyin’e kendi malı dışında tek bir taş dahi konulmaması için inşaat malzemelerinin temin edildiği arazileri dahi satın aldı. İlk tuğla Ramazan’da koyuldu, Fatıma el-Fihri yapı tamamlanıp son tuğla konulana kadar oruç tutmaya niyet etti ve tüm süreci ibadet ve dua ile geçirdi.[3]
Kurulduğu ilk zamanlar kendi adını taşıyan bir cami iken daha sonrasında ailecek göç ettikleri şehrin adıyla el-Karaviyyin adıyla tarihe geçecek olan o üniversiteyi kurdu. Başlarda cami usulünde sadece Kur’an ve fıkıh dersleri yapılırken zamanla Arapça gramerden, tıp, coğrafya, kimya, astronomi, matematik ve tarihe kadar genişleyen bir ilim yuvasına dönüştü. İbn-i Haldun, İbn-i Arabi, El-İdris, İbn-i Hazm gibi kıymetli âlimler buradan eğitim aldı. Müslüman şahsiyetlerin yanında Yahudi ve Hristiyan gençler de burada eğitim alabiliyordu. Yahudi felsefeci İbn-i Meymun ve Papa II. Silvester, gençlik dönemlerinde buradan eğitim alan isimlerdendir.*
Karaviyyin Üniversitesi hâlen farklı şehirlerdeki kampüsleriyle İslâmî ilimlerin ve Arap Dili eğitiminin verildiği köklü bir okul olarak eğitime devam ediyor. Bu üniversiteye girebilmenin ilk şartı, Kur’an hafızı olmak. Kurulduğundan beri eğitime hiç ara vermeyen üniversite, aynı zamanda bilinen en eski kütüphaneye sahip. İbni Haldun’un 14. yüzyıldan kalma metni, Mukaddime dâhil 4000’den fazla yazma eseri bünyesinde barındırıyor. El-Karaviyyin’in ilim halkalarında sesi yankılanan tarihçi İbni Haldun, Fatıma el Fihri hakkında şunları söylüyor: “Fatıma el-Fihri, âdeta hükümdarları ikaz ediyor. Bu, Allah’ın salih kullarına ihsan ettiği bir fazilettir. Rabbimiz kullarının gelişip yükselmesini dilediğinde ve büyük başarılara izin verdiğinde ümmetin kadınları ve erkekleri arasından vicdanlı, şerefli, yüksek şuurlu kimseleri ümmeti salih amellerle ayağa kaldırmaları için harekete geçirir.”
Fatıma el-Fihrî, kendisine kalan mirası ümmete ve ilim dünyasına işte böyle adadı. Kurduğu ilim meclisinde nice alimler, nice gençler eğitim gördü ve görmeye devam ediyor. Bu ne güzel amel, bu ne güzel niyet, bu ne bitmez tükenmez bir hayır kapısıdır. Allah ondan razı olsun.
Hazal Keser Demirel
*https://www.dunyabizim.com/portre/dunyanin-ilk-universite-kurucusu-fatima-el-fihri-h46001.html
1 yorum
Hudabin · Aralık 18, 2022 8:07 pm tarihinde
Allah razı olsun ♥️