zedula

Evvel, içimden akan şeye rastladım
Gökyüzü altımdan kayıveriyor şimdi
hem, göğsümde depreşen şey'den
alacaklarım da vardı
Ve damarımdan yaşayamadığım aktı
gözyaşın'a yükleyip kederi, hüznü bileyledim
Kaşlarımı taradım ki yolda olsunlar
yazdım, fakat yine durulmadı
Büyüyen bir yangın mıydı?
Yahut ellerimde mi aksaklık
Ama ben o yalandan geliyorum.
Bir çift halkaya meftun
Böyle can havliyle bakan
kim, ne diyebilir?
Bu kaptan neyin enkazında
bilincim akamıyor.
Sözcüklerime dokunmayın!
Ki ben bir mutfak kapısında gördüm
İğrenç bir varlık yara açmıştı
bir eşyada.
Aldım onu kendime isyan biçtim,
Burnuma kaf dağı'nda denk gelmişler
Fak dağı'na iki metre eninde
Huzursuzluk ekiyordum o sıra
dur, senarist! bilmeden ektiğin bu hüzün
ecelin'e susayabilir!
Sen kuyunu kazarken
Kaç yaşam takıldı kazmana?
Gırtlağında büyüyen yumru,
Daha kaç soluğuna kast edecek?
Şimdi bak aynaya
Çizgilere dolan yaşamını seyret yüzünde
ama şunu sorma, sakın
ne vardı, ne kaldı ellerimde?
Kategoriler: Şiir

0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir