İbrahim Akçay

Süleyman hoca kendine geldiğinde sol elinin serçe parmağının yerinde olmadığını fark etti. Elinde bir tuhaflık hissetmiyordu. Rüya gördüğünü yine uyanamadığını düşünüp canı sıkıldı. Eline bir daha baktı. Çok garip, serçe parmağının olması gerektiği yer sanki doğuştan öyleydi: Boştu. Hiçbir iz, yara, en ufak bir çizik bile yoktu. Bir kahkaha attı “Olacak iş değil ilk defa böyle gerçekçi bir rüya görüyorum.” dedi. Gözlerini sıkıca yumdu açtı artık uyandım dedi. Gülerek eline baktı. Eli aynıydı. Kendine çimdik attı, aynı. Nas, Felak okudu, aynı. Sağ elinin serçe parmağını oynattı. Sol elinin serçe parmağını düşündü oynatmaya çalıştı. Et oynuyordu ama parmak yoktu. Kalktı, abdest aldı. Hemşire gülmemek için yanaklarını ısırıyordu.

-Parmağınızı getirin dikelim. Ya başka ne yapılabilir?
-Doktor yok mu?
-Gelir.
Hemşire hızlıca odaya gitti. Kikirdemeler geliyordu. Süleyman hoca bozulur gibi oldu. Benim başıma gelmese ben de gülerdim ya. Keşke Deli Hasan’ın başına gelseydi. Nasılsa deli. Umursamaz güler geçerdi diye geçirdi aklından. Tövbee dedi uzun uzun. Aklına istemsizce düşünceler geliyordu. Evim, arabam var çok şükür. Parmak olmadan da yaşanır. Hem küçük serçe parmak, bademcik gibi çok önemli değil. Sonra durup haline şaşırdı. İkide bir başta mantıklı sonra canını sıkacak düşüncelerle uğraşıp duruyordu. Acaba bir günah mı işledim bu parmakla? Ayağa kalktı. Düşünceleri durdurmanın imkanı yok!

Süleyman hoca yalvarmak ile kızmak arasında gidip gelen bir yakınmakla:

-Doktoru arayın hemen gelsin ehemmiyet arz ediyor kızım bu konu!
-Doktor tuvalette hacı amca! Çıkar birazdan nasıl arayayım?
-Parmak doktor, parmağım yok!

Süleyman hoca artık sakinliğini kaybetmiş kendini koyverip durumu anlattı.
-Öyle şey olmaz hocam. Saç mıdır bu, bir sabah kopuversin?

Süleyman hoca ne doktora ne arkadaşlarına kimseye derdine anlatamamıştı. Gece olup uykusu geldiğinde korkuyla yatağa baktı. Uyumaya korkuyordu artık. Saatler geçti. Sonunda uykuya dayanamaz oldu. Belki derin bir kabustayımdır da uyursam uyanırım dedi ve uyudu.

Yaşlı adam derdini içine gömüp evin yolunu tuttu. Herkes, bir şekilde koptu yaşlılıktır sonra da unuttu dedi. “Yahu diyordu parmak bu kopsun kopmasına da nasıl unutayım?” Eve geldi. İçindeki cenazenin haberini karısına verdi:
-Bana inanmayabilirsin anlarım. Belki de benim algılarım bozulmuştur gerçi bunu pek sanmam parmak dışında her şey normal…
-Ay Herif! Uzatmada söyle ne söyleyeceksen!
-Parmağım yok, yani yok oldu.
-Nasıl yok, yok oldu?
-Basbayağı yok dün sen ablanın evindeyken uyudum sabah bir kalktım serçe parmağım yok!

Karısı adamın ellerine baktı. Gerçekten de sol elinin serçe parmağı yerinde yok ne bir kan ne bir iz…Sanki parmak doğuştan yoktu. Kadın ne diyeceğini bilemedi. Bir şey söylemek için:

-Hastaneye gittin mi? dedi.
-İlk oraya gittim güldüler bana, demans dediler.
-Muhtara gidelim öyleyse?
-Hayır, dedi adam, kaybolan parmağımı bürokrasinin bitmek bilmez kırtasiyeciliğinde aramayacağım!
Kadın düşünmeye devam etti.
-Öyleyse biz arayalım. Yoktan var eden, vardan da yok eden Allah.
Adamın içine kurt düştü.
-Ne yani o halde parmağı bulamayız!
-Neden bulamayacağız?
-Nasıl neden? Dedin ya yoktan var, vardan yok eden…
-Eee?
-Eesi ya yok olmuşsa diyorum işte. Haklısın muhakkak Allah’ın işi bu yoksa bir parmak nasıl yok olur?
-Pekala, bilemiyorum biz yine de arayalım belki anlarız o zaman.

Saatlerce tarlalarda, fındıklıklarda, ormanda kısaca yaşlı adamın bugüne kadar çalıştığı ve parmağının kesilme ihtimalinin olduğu her yerde aradılar. Akşam olup açlıktan ve yorgunluktan bitap düştüklerinde kendilerini eve attılar. Yorgunluğun üzerine gelen deliksiz bir uykudan sonra horozun sesiyle yaşlı adam karısından önce uyandı. Üzerinde iyice dinlenmiş olmanın mutluluğu vardı. Ama hemen sonra parmağı geldi aklına. Eline yavaşça ve korkuyla baktı. Oradaydı! Serçe parmağı orada! Buruşuk yaşlı benek benek olmuş serçe parmağı oradaydı! Heyecanla serçe parmağını daha da bastırarak karısının yüzünü avuçladı. Karısı yüzünü buruşturarak şikayet eden ama anlaşılmayan tiz seslerle uyandı. Sonra parmağı görünce mutluluktan ağladı. Yaşlı adam parmağını öptü kokladı. Ansızın kaybolan parmak ansızın belirmişti.


0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir