Muhsine Sevra Kaçalin
Onurlu bir yaşam mücadelesinin hikayesi.
Türk edebiyatına tercüme yapan, roman yazan ilk kadın yazar unvanı ile damga vuran Fatma Aliye’nin kaleminden yine bir kadının hayata tutunma mücadelesini anlatan bir romandır Refet.
Refet, çocukluk yıllarında zorluklarla dolu bir hayata atılan yoksul bir kız çocuğudur. Adı ile gelmiştir dünyaya adeta. Hayattaki tek sermayesi zekasıdır Refet’in. Gençliği de en az çocukluğu kadar çetin şartlarda geçen Refet, kurtuluşun tek yolunu öğretmen olmakta bulur. Yoksulluğu iliklerine kadar hissederken bir yandan da okulunu bitirip mezun olmaya çalışır. Fatma Aliye romanda dönemin sınıfsal farklılıklarını ve toplumsal yapısını da gözler önüne sermektedir. Refet soğuk kış gecelerinde donarken de okul giderlerini karşılamak için çabalarken de tek dayanağı annesidir. Kadın dayanışmasını da baskın bir şekilde görürüz romanda. Mahalle kültürü de işlenmiştir, yalı kültürü de. Fakirliğin en dip noktası da vardır romanda, zenginliğin dorukları da. Bir azim ve kararlılık öyküsüdür Refet. Bu azim ve kararlılık aynı zamanda hiçbir şeyi olmayan bir kızın sahip olduğu ahlak, onur ve dürüstlüğü sürdürmesinde de etkisini gösterir. Bu erdemler öylesine derin işlenmiş ki romanda Reşat Nuri Güntekin ilerleyen zamanlarda Refet’ten etkilenerek Çalıkuşu’nu yazmıştır.
Refet bir kadının, sadece dişiliği değil, kişiliği ile de bir şeyleri başarabileceğinin yegane örneğidir. Kitapta Refet’in söylediği bir alıntı ile yazımızı sonlandıralım:
‘‘Herkese kendini sevdirmenin, herkes tarafından hürmet görmenin yalnız güzellikle olmayıp, çalışmakla, kazanmakla, öğrenmekle, ilim bilmekle de olacağını göstermek istiyorum. Bu sevilmenin, bu rağbet görmenin öyle kaybedilebilecek, çalınabilecek bir servete, gençlik âlemine özgü geçici güzelliğe benzemediğini anlatmak istiyorum. Onlar sahiplerini alınları buruştukça, saçları ağardıkça, vücut pörsüdükçe terk eden vefasızlardır. Onlar bana rağbet etmemişlerse ben de onlara tenezzül etmiyorum! Benim kazanmaya ve ele geçirmeye çalıştığım huylar ve erdemlerin ise en büyük ve en güzel süsleri derin düşüncelerle buruşmuş alın ile ilim uğrunda ağarmış saçlardır.’’
0 yorum