Ayşe Sümeyye Karacan

Muhammed Emin Yıldırım 1978 yılında Erzurum-Horasan’da dünyaya geldi. Ortaokul yıllarında bir yandan da medresede Arapça ve Temel İslami İlimler alanında dersler almaya başladı. 1989’da İstanbul’a gelerek İslami ilimlerdeki eğitimine devam etti. 1999 ile 2004 yılları arasında Mısır’da Arapça ve İslami ilimleri  kapsayan eğitim çalışmalarında bulundu. 

1995 yılından itibaren düzenli olarak haftalık dersler vermeye başladı. Ekim 2010’da İstanbul’un Eyüp semtinde Tarihi Zekai Dede Konağında faaliyetlerine başlayan Siyer Araştırmaları Merkezi’nin kurulmasına öncülük etti. Muhammed Emin Yıldırım evli ve 3 çocuk babasıdır. 

Kitap dört bölümden oluşmaktadır. 

Peygamber Efendimizi bilen müslüman onu sevmek için uğraşır ve sevgisini ispatlamak için büyük bir gayret sarf eder. Peki biz peygamberimizle bir gün karşı karşıya gelsek, onu sevdiğimizi söylesek bu  sevgimizi ispatlayacak şeyler bulabilir miyiz? Peygamberi sevmek Allah’a büyük bir tevekkül de gerektirir. Bir insan birini Allah için sevip Allah için buğz etmelidir. Allah için sevmezse işin içine nefis girer ve nefis seni yarı yolda bırakır. Ne diyor İmam Gazali: “Kul ile Rabbi arasındaki ilk perde kulun nefsidir.”  İşte sahabe Resulullah’ı Allah için seviyordu. Ve peygamberler insanlığa dünyada cenneti yaşatmak için değil, onları asıl cennete ulaştırmak için gelmişlerdir.

Efendimizi neden ve nasıl sevmeliyiz dersek vereceğimiz cevap şudur:

Efendimizi sevmek hissiyatın ve heyecanın konusu degil imanın bir gereğidir, Efendimizi sevmek imanın tadını ve lezzetini elde etmenin en önemli vesilesidir, Efendimizi sevmek Allah’ı sevmenin ve O’nun marifet ve rahmetini kazanmanın en temel  sebebidir. İnsan sevdiğinin söylediklerini yapar. Çünkü tabi olmak sevmek ile başlar. İlahi yapının 3 temel esası vardır. Bunlar: Allah, kitap, peygamber. Bu üç temel esastan bize mahiyet olarak en yakın olan peygamberdir. Çünkü insandır, beşerdir. Muhatabı da insandır ve beşerdir. Bu yüzden Resulullah’ı sevmek imanın gereğidir. 

Efendimizi sevmek hiçbir şeyi onun kadar sevmemekle, hayatın her alanında onu tartışılmaz rehber edinmekle, O’nun verdiği hükümlere tam anlamı ile teslim olmakla, O’na hem akıl hem kalp ile bağlanmakla ve onu sadece tatlı bir hatıraya dönüştürmeden, onunla canlı bir bağ kurmakla mümkündür.

Efendimize sevgi Hz. Ebu Bekir gibi peygamber yerine ölmekle, Hz. Ömer gibi nefsinden daha çok sevmekle, Hz. Osman gibi hicretle, Hz. Ali gibi ilk imana talip olmakla mümkündür. Gerçek manada seven gerçek manada sevilirdi ve Efendimiz her daim ailesine, dostuna, ümmetine gerçek sevgiyi göstermiş ve her daim duada bulunmuştur. Efendimiz ölçülü sevmiş ve şöyle buyurmuştur. “Dostunu severken ölçülü sev. Zira günün birinde düşmanın olabilir. Düşmanına da ölçülü bir şekilde buğz et. Zira günün birinde dostun olabilir.” 

Rabbim bizleri resulü gibi Allah için seven, Allah için buğz eden, imanın gereğini hakkıyla yerine getirebilen ve resulü severken onunla yaşayan ve onu amelleriyle yaşatan kullarının arasına katsın.

Bilirim ki sevmek yetmez ispat lazım. İspat etmek için yaşamak lazım. Sevgi için feda etmek ve feda olmak lazım, istikamet üzere kalmak lazım. 


0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir