Ayten Almassri

2 ocak 1852’de dünyaya gelen Aldülhak Hâmit Tarhan, Türk edebiyatında şekil ve muhteva bakımından yenilikler yapmış şahsiyetlerin başında gelmektedir. Ömrü boyunca hemen her devrin havasına uymaya çalışmıştır.  Hayattayken “Şâir-i âzam”, “Dâhi-i âzam” unvanları almıştır. Şiirle birlikte tiyatro türünde de birçok eser vermiş, bu alanda da bazı yenilikler yapmıştır. Divan edebiyatından uzaklaşmış yeni bir divan kurmaya çalışmıştır. 

Aldülhak Hâmit şiir ve piyeslerinde aşk, tabiat, yer yer cemiyet meseleleri, gündelik hayatın bazı problemleri, tarih, vatan duygusu ile insan, Tanrı, ölüm, âhiret, ruh, ezel-ebed ve kıyamet gibi çeşitli dinî ve metafizik konuları işlemiştir. Şiir konularını genellikle kendi hayatında yaşadığı tecrübelerden seçmiştir. Hâmit, eserleriyle eski-yeni münakaşalarına da yenilik lehinde yön vermiş ve Türk edebiyatını ileri bir seviyeye ulaştırmıştır. Dil ve üslûbunda zaman zaman dikkati çeken itinasızlık ve çok defa alışılmışın dışına çıkan hayal sistemi açısından eski edebiyat taraftarlarınca çok tenkit edilmişse de, Türk edebiyatında 1860’lı yıllarda Şinâsi ile başlayan yenileşme hareketine asıl yön veren odur.

Abdülhak Hâmit, 13 Nisan 1937’de öldü; cenazesi Zincirlikuyu’daki Asrî Mezarlığa defnedildi.


0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir