Şehri Işın

Evinizin en hayırlı ev olmasını ister misiniz? “Müslümanlar arasında en hayırlı ev, içinde kendisine iyi davranılan bir yetimin bulunduğu evdir.”[1] Peki bunu nasıl gerçekleştirebiliriz? Koruyucu ailelik yoluyla. Koruyucu aile, biyolojik aile ile yaşama koşullarını kaybetmiş çocukların bir ailede yetişebilmeleri için başka bir ailenin yanına yerleştirildiği hizmet modelidir.

Ailenin öz çocuğu gibi görülen evlatlık sistemi İslam’da yasaklanmış olmakla birlikte,[2] yetimlerin himaye edilmesinin üzerinde çokça durulmuştur. Peygamberimiz, “Ben ve yetimi kollayan kişi cennette böyle yan yanadır!” diyerek iki parmağını göstermiştir.[3]  Yetimi, kimsesizi sahiplenme, topluma bir insan kazandırma, İslam dininin önemle üzerinde durduğu konulardandır. Bir yetimin hayatını değiştirmekle kalmayacak, o yetimin neslinin de değişmesine vesile olacaksınız. Güzel bir insan, iyi bir Müslüman yetişirken verilen emekler asla zayi olmayacaktır. Evlatlarımızın birçok güzel vasfı olsun isteriz. Koruyucu aile olduğumuzda ailesinden bir şekilde ayrı kalmış çocuklar, sıcak bir aile ortamında büyümenin imkanına kavuşacak ve saygıyı, sevgiyi, aile hayatını daha iyi kavrayacaklardır.

Peygamberimiz “Bir yetimi sofrasına katan, onunla ilgilenen kişiyi, eğer bağışlanması mümkün olmayan bir günah işlememişse Cenab-ı Hak affedecektir.”[4] buyuruyor. Yine başka bir hadiste “Kim Allah rızası için bir yetimin başını okşarsa elinin dokunduğu her saç sayısınca iyilik yazılır.”[5] buyurmuştur. İslam dininin yetime verdiği önem, yetim hakkına verdiği değer aşikardır. Peygamberimiz, babası savaşta şehit olduğu için yetim düşen Beşir b. Akrabe’ye “Ben senin baban olayım, Aişe annen olsun istemez misin?” diyerek sahip çıkmış ve onun bakımını üstlenmiştir.[6] Çevremizde bizden tıpkı Peygamberimizin bir yetim çocuğa söylediği gibi “İstemez misin, senin annen, baban olayım?’’ sorusunu duymaya muhtaç pek çok çocuğun var olduğunu unutmayalım.

Bütün bunların yanında dini hassasiyetleri öne sürerek koruyucu aile hizmetine karşı çıkanlar olacaktır. Dinimizce mahremiyet kurallarının göz ardı edilmemesi gerektiğini bu hususta belirtmek gerekir. Ancak Hanefi mezhebine göre iki buçuk yaşından önce koruma altına alınmış çocuklar için süt yoluyla yani emzirme ile bir süt akrabalığı sağlanırsa mahremiyet de sağlanmış olur. Kan bağı veya süt hısımlığı yoksa, ergenlikle birlikte tesettür ve halvet yönünden mahremiyet kurallarına uyulmalıdır.

Çocuklar, masum bir akla ve kalbe sahiptir. Her türlü yönlendirmeye açıktır. Masumiyetlerini muhafaza etmek bizim dualarımızla, niyetimizle, gayretimizle mümkündür. Bir çocuğun gönlüne girip, yüreğini dinlendirmek bizim elimizde. Bir çocuğu daha az hasarla topluma kazandırmak mümkün. Davranışlarımızı kopyalayan çocuklarımızın emeklemesinde, büyümesinde ebeveynin sabrı saklıdır. Çocukların fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı olabilmeleri için maddi-manevi yardımcı olacak sıcak bir aile ortamına ihtiyaçları vardır. Aile toplumun bel kemiğidir. Bel kemiği zarar görürse toplum felç olur.  

Bizim çağrımız yüreğinde kimsesiz çocukların yarasını taşıyanlara! Bizim çağrımız ailesi olmayan veya ailesinden bir şekilde ayrı kalmış çocukların yüreklerine merhem olmak isteyenlere! Bizim çağrımız yüreğinde sadece kendi evlatılarının değil, tüm çocukların sevgisini duyabilenlere! Bizim çağrımız bir çocuğun ilk adımını, ilk okul gününü, karne heyecanını, mezuniyetini ve her anını paylaşmak isteyenlere! Bizim çağrımız bir çocuğun yaslanacağı dağı, sığınabileceği limanı olmayı arzu edenlere! Sıkıntılı olduklarında her dertlerini dinleyen, yüreklerindeki yükü alacak sesleri ve omuzları olmak isteyenlere!

‘‘Yunus Emre der hoca

İstersen var bin hacca

Hepisinden iyice

Bir gönüle girmektir’’

Allah, yuvalarımızın Allah’ın rızasının kazanıldığı yerler olmasını nasip etsin. Bizlere çocuklarının haklarını gözeten anne-babalardan, anne-babalarının rızasını gözeten evlatlardan olmayı nasip eylesin. Amin.

 

[1] İbn Mâce, Edeb,6

[2] Ahzab 33/4-5

[3] Buhari, Edeb,25-26

[4] Tirmizi, Birr,14

[5] Ahmed b. Hanbel, Müsned,25

[6] İbn Hacer, İsâbe,1,302


0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir