Şakir Zümre

Yazı, yazı, yazı! Neymiş bu yazı yahu! Yazsak ne olacak, yazmasak ne olacak? Vakitli yazsak nolur, yazmasak nolur? Hem yazmakla ne değişecek? Üç beş kişi okusun diye mi yazalım! Yoksa kitleleri yerinden oynatmak gibi bir amaca mı matuf olalım! Adama hadi oradan derler!

Genel yayın yönetmenimiz tutmuş şu tarih oldu yazmıyorsun diyor! Eeee, dedim. Neden yazmıyorsun, diyor. Şimdi mesele yazıp yazmamak mı? Önce insanların üzerlerine aldıkları sıfatları incelemek lazım! Genel yayın yönetmeni! Genel mi yönetiyor, genel mi yayıyor? Yönetiyorsa neyi yönetiyor? Kelimeleri ve harfleri seçen bensem neyi nasıl yönetiyor? Yahut genelde yayma işini mi yönetmeye çalışıyor? O zaman benle ne alakası var? Ben yayın aşamasında değilim! Ben yazımı yazar dergiye gönderirim! Yayınlarlar yahut yayınlamazlar bu onların meselesi! Genel anlamda yayılmak gibi bir amaçları varsa söyleyin de beni salsın adam! Ne genel bir insanım ne de yayılmayı düşünüyorum! Bir insan yayılma işini neden yönetmeye kalkar ki?

İşin geneli, yayını ve yönetimi ayrı bir mevzu! Peki neden yazmak bu kadar önemli görülüyor? Ne olacak, bir değişim mi, bir tatmin mi, edebiyata bir katkı mı? Yahut ne olabilir? Yazı yazarak bir şeylerin değiştiği bir dönem olmuş olsa da dünya üzerinde şuan öyle bir şey olma ihtimali var mıdır? Kendimizi tatmin etmekten öte ne için yazı yazıyor insan? Yahut ne için yazabilir?

Bir şair mesela, şiirini inşa veya irat etmekle eline ne geçer? Bak kitabım var, diyebilir. Bak sen söyleyemedin ben söyledim, diyebilir. Bak şu sanatı, şu kalıbı, şu vezni, şu duyguyu en iyi ben işledim diyebilir. Çok satar para kazanır. Duygulu okur hem cinslerini ve karşı cinsleri etkiler farklı alanlarda. Başkalarının duygularına tercüman olur. Ya sonrası? Nihai amacı nedir diyeceğiz?

Bir hikayeci mesela, hikayesini yazmak ve okutmakla ne kazanır? Bak şu kadar hikayem, bu kadar kitabım var, diyebilir. Bak bu olay örgüsünü başkası düşünememiş, diyebilir. Bak benim hayal dünyam kimde var, diyebilir. Çok satar para kazanır. Hikaye birilerini etkiler. Belki bir günlüğüne çok satanlar listesinde yer alır. Ya sonrası? Nihai amacı nedir diyeceğiz?

Bir romancı mesela, romanını piyasaya sunmakla ne kazanır? Bak beni hikayeciden bu ayırıyor, diyebilir. Bak şu kadar romanım var, diyebilir. Bak gerçek hayatın aynısını yansıttı, diyebilir. Bak bu romanda hikayecilerin ulaşamadığı hayal dünyasına eriştim, diyebilir.  Çok satar para kazanır. Adını Edebiyat Dünyasına yazdırır. Ya sonrası? Nihai amacı nedir diyeceğiz?

Bir denemeci mesela, yazması, silmesi, kuralları biraz keyfi kullanmasıyla ne kazanır? Bak ben kendimi böyle ifade ediyorum, diyebilir. Bak gereksiz ve anlamsız kurallarda boğulmuyorum, diyebilir. Bak intihallerle dolu bir çalışmayla övünmüyorum, diyebilir. Çok satar para kazanır. Sistemli yada sistemsiz bir fikrin içinde yer alır. Ya sonrası? Nihai amacı nedir diyeceğiz?

Bir akademisyen mesela, bilimsel bir metin oluşturmakla ne kazanır? Bak tüm kaynaklar ortada, diyebilir. Bak bundan istifade edip daha ileriye gidilebilir, diyebilir. Bak şöyle detaylı, böyle deyinmiş, öyle kuramsal, diyebilir. Bulduğu torpille bir üniversiteye kapak atabilir. Öğrencilerine kitabını çok satar para kazanır. Belki bilime bile katkıda bulunur. Ya sonrası? Nihai amacı nedir diyeceğiz?

Emekli olmak için bunca çile çekilir mi? Yahut emekli olmamak için çile çekilir mi? Çekilen herhangi bir çile neyi değiştirecek? Bu adamlar ellerine su alıp satsalar daha kârlı bir alışveriş yapmış olmazlar mı? Paraysa hangi yazı çok para kazandırır? Duruşsa çok okunmak için hangi duruştan vazgeçmek gerekir? Bunca yazın dünyası neye hizmet ediyor? Eline kalem alıp iki satır yazan, iki satır çalan, iki satır ilham aldığını söyleyenler hangi amacın peşindeler? Yahut amaçsızca kimin yönlendirmesi altındalar? İki satır internet yazısı için kıyameti koparanlar gözlerinin önündeki komşularına neden bu kadar duyarsızlar? Herhangi bir ortamda dillendiremeyecekleri faşist ve militarist söylemlerini internette dillendirince haklı mı oluyorlar ki herhangi bir yaptırımla karşılaşmıyorlar? Yahut gazlarının alınması için bir pış pış misali sırtlarına mı vurmak oluyor?

Bu duygular içerisinde genel yayın yönetmenime, hala neyi yaydığını tam olarak bilmesem de, neden yazayım, dedim. Yazmam neye yarayacak? Şimdi aklımda da kalmayan uzun bir nasihatvari dostane bir nutkun ardından ben ne ona bir şey anlatamayacağımı ne de onun bana bir şey anlatamayacağını anladım. Dedim ki kendi kendime bu sefer de yazmayayım! Ne olacak yani? Bunu farklı bir şekilde ifade ettim kendisine! Bilin bakalım bir çok şeyde aldığım kararları uygulamam konusunda bana sıkıntı çıkaran bu dünyada bu sefer ne oldu? Tahminleri size bırakıyorum…


0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir