Abdurrahman Kıroğlu

“Edep bir tac imiş nur-i Hüdadan

Giy ol tacı, emin ol her türlü beladan”

Edepli, ahlaklı, sosyal hayatta başarılı, iş hayatında başarılı, delikanlı adam, mert kişi, sosyal medyada başarılı, fenomen, kral ve daha birçokları. Sevdiğimiz ve takdir ettiğimiz kişileri ifade etmek için kullandığımız sözcükler yahut söz öbekleri. Lakin hangisini kim, kime ve nasıl kullanıyor? Hangisi gerçekten bir takdir barındırıyor. Muhataplar bunların hangisini bir takdir ifadesi olarak değerlendiriyor o da ayrı bir konudur.

Edep, edebiyat ve adap iç içe geçmekle birlikte kendi anlamlarından ciddi oranda değişimlere uğramış üç kavram. Edep sözü herkesin dilinde lakin herkes aynı anlamı kastetmemekte. Çoğunlukla ahlaktan kaynaklanan davranışlara verdiğimiz bir isim olarak önümüzde durmakta. Tabii ki neyin ahlak olduğu ve kime göre ahlak temellerini baz almamız gerektiği ise ayrı bir soru işareti olarak önümüzde duruyor. Ülkemizde hakim olan İslam dininin tezahürü ahlak kelimesini İslam ahlakı yerine kullanmamıza neden oluyor. Yeni yeni farklı çevreler ülkemizde ahlak kelimesini farklı kullanmaya çalışsa da sonunda hakim görüşe yenilip yine aynı kapıya geliyorlar. Tıpkı İslam düşmanlığı bilinen kişilerin öldüklerinde dönüp dolaşıp musalla taşına geldikleri gibi. Hatta sürekli olumlu anlamda kullanılmış olan ahlak kelimesi artık olumsuz manalarda bile kullanılır hale gelmiş durumda. Bu mantık edep ve adap kelimesini direk olarak etkilemektedir. Piyasada şunun bir adabı vardır, bunun adabı böyledir diyenlerin çoğaldığını ve bu bilgi ile çevrelerinde bulunanlara üstünlük sağlamaya çalışmaları bilinen bir gerçektir. Yemek yeme adabını terk edenler, falan yemeğin bir adabı vardır demeye başladılar. Hatta ahlak kelimesi ülkemizde İslam ahlakı ile özdeş kullanıldığı için İslam’a göre yasak olan şeylerin yani haramların bir adabı yoktur. Çünkü haram olan işin yapılması zaten yanlıştır. Yanlış olan nasıl bir ahlakın parçası olabilir, nasıl bir adaba sahip olabilir? Buna rağmen içki içmenin de bir adabı vardır lafını illaki duymuşuzdur. Teknik olarak mümkün olmasa da kendilerini adaba nispet etmek için başka çare bulamamışlar ki buradan sarılmayı denemişler.

Edebin ve adabın en uzak olduğu nokta içkiyken içki müptelası onlar dahi adaba sarılmanın yolunu bulmuşlar. Sarhoşlukla kendinden geçen kişilerin yapabileceklerini gören Amerika’da içki içme yaşı 21’dir. İçki satın almak demiyorum. Sokakta, arabada veya herhangi bir yerde sarhoş olarak görüldüklerinde ceza yeme yaşlarından bahsediyorum. Ülkemizde her ne kadar yasalar bu kadar katı değilse de hemen her gün haberlerde alkolün kötü etkilerini izliyoruz. Geri dönüşü olmayan hemen her sıkıntının sebebi alkol iken ona dahi adap uydurup yumuşatma çabalarıysa manidardır. Bu konu üzerinde daha fazla durmak istemiyorum. Zira ne denilirse densin alkolün zararlarını anlatma konusunda eksik kalacağını biliyorum.

Adap mevzunu hemen her meslek kendine uyarlamış durumdadır. Esnaflığın adabının kendine has özellikleri olduğu söylenmektedir. Herhangi bir zanaat erbabının da kendine has adapları yazılıdır. Ahilik Teşkilatının bu konuda organize oluşları bir zirveyi temsil etmektedir. Günümüzde edebiyatçıların adaptan uzaklaşmış olması edebiyatın her zaman bu şekilde ayaklar altına alınabildiğini göstermez bize. Kalem denilen yazı işiyle uğraşan herkesin iyi bir edebiyatçı olduğu vakıasıyla karşı karşıyayız. Okuma yazma seviyelerinden ziyade okur yazarların entelektüel seviyeleriyle kıyaslamak daha mantıklı olacaktır. Zira sayıları aldatma amacıyla söylemek de artık adabın bir parçası haline gelmiş.

Edebin bir tac olduğu mevzusuna dönersek eğer ortak bir noktada buluşuruz. Günümüz gençlerinin sokak ağzıyla kullandıkları kral olmak tabiri, “Çok kral adamsın.”, “Kraaaaaalll” tabirleri toplumumuzun kültür kodlarında olan tacı takanın ehemmiyetinden kaynaklanmaktadır. Yoksa yüzyıldır İngiltere’den başka krallık görmeyenlerin taca özenmesi neyle açıklanabilir. Edeb bir tac imiş nur-i Hüda’dan, kral olmanın yolu başka nereden geçebilir ki? Giy ol tacı, emin ol her türlü beladan tabiri ise çok daha derin manalara işaret etmektedir.

Vesselam…


0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir