Bilge Hanım

  Son zamanlarda dikkatimi bir şey çekti. Şöyle bir bakıyorum da hayatlarımız başkaları tarafından yönetiliyor. Sorumluluklarımızı unutup daha umarsız yaşamaya doğru iten bir kuvvet var sanki, bizi ilmek ilmek işleyen bir güç. Neden var olduğumuzu, yaşam amacımızı sorgulamayı unutup daha boş hayatlar yaşamaya itiliyoruz adeta. Gözlerimize perde indiriliyor, kalplerimiz karartılıyor sanki. Önceliklerimizin yeri değiştirilmeye çalışılıyor. Eski geleneklerimiz unutturuluyor yerine içi boş hayatlar getiriliyor. 

  Mesela daha dikkatli analiz ettiğimde şunu görüyorum; eskiden çocuklar sokaklarda akşamlardı ve bu yüzden televizyonun varlığından ve dizilerin pis mesajlarından haberleri yoktu. Çok değil kısa bir zaman önce çocuk dizileri çıkardılar. İlk iş çocuklara televizyon izlemeyi öğrettiler o pembe Rosalinda dizileri sade hayatlarımızın yanında nasıl da süslü gösterildi körpe beyinlere… Sonra çocukların daha çok dikkatini çeksin diye sihirli büyülü daha parlak (!) diziler yaptılar bu dizilerle çocuklara net bir şekilde karşı cinsle arkadaş değil sevgili olunabileceğini, büyük kadınlar gibi giyinip onlar gibi makyaj yapılabileceğini, onlar gibi konuşulabileceğini bu şekilde modern(!) bir büyük insan olunabileceğini öğrettiler. Bu dizileri izleyen çocuklara bir araya geldiklerinde saklambaç, körebe oynamak yerine bir odaya çekilip birbirlerine aşk cümleleri sıralamayı, kız çocuklarına makyajlarla, süslü kıyafetlerle küçük kadın olmanın daha güzel olduğunu öğrettiler. Evet bu kesimin bir de bilinçli, gözü açık olanı vardı tabi, ama onlar için de bir plan vardı. Çocuklarının hala dışarıda oynamasını daha sağlıklı bulan aileler için de sokaklar güvensiz hale gelsin ki daha fazla çocuk çürüsün… Şimdi çoğu aile çocuklarını eve kapatmak zorunda kaldı ve çok önemli ev işlerini bırakıp çocuklarıyla oyun oynayamayacakları için onları televizyon, bilgisayar, tablet başına kilitlediler. Şimdi o dizilerde oynayan küçük çocuklar daha on sekizine bile girmeden koca kadınlar oluverdi, onları izleyen örnek alan çocuklar da bu akımın peşinden gitti tabi. Sosyal medya da böyleleriyle fazlasıyla karşılaşıyoruz. Şimdi ahlak kavramı geri planda daha revaçta olan bir moda var; dudak botoksu yaptırıp bu dudaklara parlak rujlar sürmek, bütün sınırları aşıp soyunarak bedeni en mahrem yerlerine kadar açıp alıcılara sunmak, yaratılış amacını, görevlerini unutup cinsiyeti, kaşı, gözü ya da burnu değiştirmek. Şimdi çocuk kadınlar yetişiyor, moda dergilerinde küçücük kız çocukları daha altısında küçük birer kadına çevriliyor… Bunu en çok da kimler mi yapıyor çok ironik ama bunu en çok “çocuk istismarına hayır” “çocuk gelin istemiyoruz” pankartları düzenleyen modernler(!) yapıyor.

  Ses mi çıkarmak istiyorsunuz? O zaman ilk kendinizden başlayın. Eşinizle çocuğunuzla ilgilenin, çünkü; mutlu ailede sağlıklı çocuklar yetişir. Ev işleriniz çocuğunuzdan önemli değil bırakın tam olmasın yeter ki çocuğunuz mutlu olsun. Tabi ki teknolojiyle tanışacak çocuklarımız onları engellemeyin fırsatlar verin çocuğunuzun ne izlediğini ne oynadığını takip edin. Çocuklarınızı sahte televizyon karakteri gibi değil, kişilik sahibi biri olmayı öğretin.  En önemlisi onlara Allah’ın Varlığını anlatın. Onun sevgisini, Peygamberin sevgisini aşılayın. Onlara sorgulamayı öğretin, görev bilincini öğretin, sorumlulukları öğretin. Unutmayın hayat bizim çocuklarımızla tazelenecek.

https://www.etkinkitle.net/


0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir