Şakir Zümre

Son zamanlarda bilhassa sosyal medyada çokça denk gelmeye başladım bu cümleye. Bazen tam bu şekilde, bazen de farklı türevleriyle birilerine eleştiriler gelmekte. Herkes yargı dağıtırken, diğerleri olarak yaftaladığı kesimi kendi kriterlerine uymaya çağırıyor. “Biraz insan ol!” yani benim belirlediğim insanlık kriterlerine gel demek istiyor. Hâlbuki az biraz aklı olan, düşünme melekelerini kaybetmeyen bir kişi insanlığın çok da matah bir şey olmadığını bilir. Bu gibi aşırı düşünceli insanlara vermek istediğim cevap şu: “Hayır olmayacağım!”

İnsan olup da gidip birilerini mi öldüreyim? Tarih kitapları bazen sebepli, çoğunlukla sebepsiz öldürülen milyarlarca insanla dolu. İnsan olmanın gereği kan dökmek olmuş. Kan dökemeyen kişilerin insandan sayılmadığı bariz şekilde ortada. Hayvanları korumak için neredeyse insanları öldürecek kadar ileriye giden insanlar görmüyor muyuz? Çoğu zaman çevremizde masumlara zarar verenleri görünce “böylelerinin koparacaksın başını,” “sallandıracaksın bunları bilmem ne meydanında” tabirlerini duymuyor muyuz? Demek ki insan olmak kan dökmeye eş değer. Demek ki vahşeti vahşetten başka bir şeyle örtemiyoruz. Öyleyse neden insan olayım ki?

İnsan olup kendi nefsani heveslerim için olmadık işler peşinde mi koşayım? Her gün haberlerde birbirinden farklı kelimelerle aynı olayları okumuyor muyuz? Kimin hangi organının kimin neresinde olduğu belli değil. Şehvetle hareket edip şehvetle hareket eden diğer insanları mı kınayayım? Her üzüntümü ve sevincimi başka bedenlerle mi paylaşayım? Nikaha karşı çıkıp kaç kişiyle düşüp kalkayım? Her şeyden önemlisi şehvet deyip on aylık bebeklere göz dikip el uzatan insanları nasıl içime sindireyim? Öyleyse neden insan olayım ki?

İnsan olup yasak olana el uzatarak başkalarının benim hakkıma el uzatmasına feveran mı edeyim? Herkes gibi daha fazlayı elde etmek için ben yaptığımda illegal saymadığım yasak işlere mi dalayım? Faiz haramdır deyip kendine faiz fetvaları bulan insanlar herkesin mi uzağında yaşıyor? Bir işe girmek için araya aracılar koyup sonra bu sistem de çok bozuldu diyen insanlar acaba bir şehir efsanesi mi? İnsanlar yasağa çok kolay el uzatıyorlar. Sonuçlar sadece kendi insanlıklarına dokunuyorsa sıkıntılı bir durum olduğundan şikayetçiler. Öyleyse neden insan olayım?

İnsan olup başka türlerin yaşamına son mu vereyim? Sonuçta her insanın insanca yaşama hakkı vardır. Bu insanca yaşamak için betonlar dikmek, hayvan ve bitkilerin yaşam alanlarını yok etmek kaçınılmaz ise yahut daha az maliyetli ise elbette ki yapılmalıdır. Sonuçta insan ile gökte uçan kuş, yahut denizdeki balık, yahut taşın içindeki böcek bir olabilir mi? Arıların sonunun gelmesi belki dünyanın düzenini geri dönüşü olmaz şekilde bozacak. Ama bu insanca yaşamak için gerekli ise yapılmalı değil mi? İnsanca yaşamanın önüne kim, nasıl geçebilir? Öyleyse sürekli insan olarak canlılara zarar vermem gerekecek. Öyleyse neden insan olayım?

Benden olmayan her fikir ve düşünceyi kötü sayacak bir anlayışa nasıl bürüneyim? A partisinden olup B partisini olmadık şeylerle suçlar insan olanlar. Kendi zevkleri haricinde giyineni ayıplar, gücü yetse değiştirir. Tesettürlü ise benim istediğim gibi örtünsün, tesettürsüz ise benim istediğim gibi açılsın diyen yine insanoğlu değil mi? Sırf bir kağıt parçasında farklı yazılar var diye temel yaşam maddelerini başka insanlara on kat fazlasıyla satan yine insan değil mi? Tüm yeryüzünü kendi hizbi için kullanmaya ahdeden yine insan değil mi? Kendi rahatını bozan örfü tanımayan ama insanların kurallara uymadığından yakınan yine insan değil mi? Yahut nefsime kapıldım diyerek on aylık bebeğe tecavüz eden insan değil mi? Yoldan geçerken hayvanların su ve yemek kaplarını tekmeleyen insan değil mi? Ya kışın yoldaki kardan adamları tekmeleyenler insan değil mi? Yazın her gittiği yerde buradan bir insan geçmiş duygusu uyandıracak artıklar bırakan da insan değil mi? Dağdan akan suyu şişeleyip başkalarına satan insan değil mi? Ya dağı taşı çevirip burası benim diyerek olmadık dertleri üzerine çeken yine insan değil mi?

Listeyi uzatmak istemiyorum! Bu kadar girizgâh bence derdimi anlatmaya yetmiştir. Hoş söylenen bir lafı istediği gibi anlayan da insan değil mi? Öyleyle açıkça söylemek lazım “OLMAYACAĞIM, İNSAN OLMAYACAĞIM!” Gerekirse bir köpek itaatinde kalacağım, gerekirse bir ayının şefkatine sığınacağım, yavrusunu görünce anne ceylana saldırmayan aslanın insafını bulacağım, ölmek üzere olan düşmanından suyu esirgemeyen bir hayvan ahlakına bürüneceğim. Ama boşuna insan ol demeyin. Olmayacağım!


0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir