Kalemtıraş Ekibi
Zeyneb el-Gazzâlî el-Cübeylî
1917 yılında Kahire’de doğan Zeynep Gazâlî, liseyi bitirdikten sonra Mısır’da İslami ve siyasi alanlarda çalışmaya başlamıştır. Babası Ezher Üniversitesinden mezun olmasına rağmen ticaretle uğraşmaktaydı. Kızının eğitimine çok önem vermiş, dinî, fikrî ve aksiyoner kişiliğinin oluşmasında derin etkileri olmuştur. Gazâlî’nin ifadesi ile babası onu hep öncü bir kadın olması için yetiştirmiştir. On yaşında babasını kaybettikten sonra ailesiyle birlikte Kâhire’ye göç eden Zeynep Gazâlî, on üç yaşına kadar resmî öğrenimine ek olarak fıkıh, tefsir ve hadis alanında Ezher’in hocalarından özel dersler almıştır. On dört yaşında gazete ve dergilere yazmaya başlamıştır bile.
Genç yaşta Mısır Feminist Birliğinin kurucusu olan Hüda Şaravi’nin başkanlığını yaptığı, kadının örtüyü atmasını savunan Kadınlar Birliği’ne katıldı. Bu esnada Ezher mensuplarıyla kadın haklarına dair tartışmalar yaparak gündeme gelmeye başlamıştı, ancak Gazâlî, İslâmî prensiplere sadık kalmaya da özen göstererek yoluna devam ediyordu. Sonunda Ezher Üniversitesi’nde dinlediği konferansların da etkisiyle -kendi ifadesi ile özellikle Muhammed en-Neccâr’dan edindiği yeni bilgiler sayesinde- baştan beri fikir birliği içinde olamadığı Şaravi’nin teşkilâtından ayrılarak yirmi yaşında iken Müslüman Kadınlar Birliği’ni kurar. Zeynep Gazâlî’nin başkanlığını yaptığı birlik Mısır’da dinî ve siyasî alanlarda, özellikle de kadın hakları konusunda çalışmalar yapmış, gerçekleştirdiği miting ve protesto eylemleriyle Mısır’ın siyaset gündeminde hayli yankılar bırakmıştır.
1948 yılında bir konferans esnasında Hasan el-Bennâ’ya; “İslam’ın zaferi için çalışmak üzere sana biat ediyorum. Allah şahidimiz olsun. Bu yolda sarf edeceğim en ucuz şey kanım olacaktır.” diyerek biat etmiş ve Müslüman Kardeşler Teşkilatına katılmıştır. Hasan el-Bennâ, kendisine teşkilatın kadın kolları ile Müslüman Kadınlar Birliği teşkilatının birleştirilmesini teklif etmiş ancak bu teklif kendi teşkilatının yönetim kurulunca onaylanmamıştır.
1954 yılında Mısır yönetiminin Müslüman Kardeşler Teşkilatını tasfiyesi sonucunda Gazâlî’nin eşinin evi dahil, bütün mal varlığı ve ailenin özel eşyalarına devlet tarafından el konulmuştur. Birçok teşkilât üyesi tutuklanmıştır. Zeynep Gazâlî 1959’da Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın yeniden faaliyete geçmesinde önemli roller üstlenmiş, mahkum olan teşkilat üyelerinin aileleriyle yakından ilgilenerek onların ihtiyaçlarını gidermeye çalışmıştır.
1964’te Cemal Abdünnâsır yönetimi Müslüman Kadınlar Birliği’ni ve çıkardığı dergiyi kapatmış, 1965’te Müslüman Kardeşler Teşkilatının çok sayıda üyesiyle birlikte Zeynep Gazâlî de tutuklanarak ömür boyu hapse mahkum edilmiştir. Bir röportajında kendisine her daim hanım sahabelerden Nesibe’yi örnek aldığını söyleyen Gazâlî, hapiste de dik duruşunu bozmamış ve kendisine yakışan cesaret örtüsünü üstünden bir an bile çıkarmamıştır. Cezaevinde altı yıl kaldıktan sonra Suud Kralı Faysal’ın gayretiyle affedilerek 1971’de özgürlüğüne kavuşmuştur. Geriye ise hatıralarında bahsettiği acı anıları kalmıştır.
“34 nolu zindan kabir gibi dar, karanlık ve korkunç bir yer; yani tam bir hücre. Benim yanıma iki köpek vererek kapıyı kilitlediler. Teyemmüm ettim, namaz kıldım. Kıblenin bile ne tarafta olduğunu bilemiyordum. Bir namazı bitiriyor, diğerine duruyordum. Allah’a beni bu zalimlerin belasından kurtarması için dua ediyor, yalvarıyordum. Rükûda, secdede, köpekler üzerime tırmanıyor, başımı, el ve ayaklarımı, yüzümü tırmalıyordu. Öldürmeden sadece acı çektirmek için eğitilmişlerdi. Ben ise dua ve istiğfar, yalvarma ve yakarma ile Allah’a el açıyordum. Bir saat sonra kapı açıldı ve köpekler çıkarıldı. Beni hastaneye kaldırdılar.”
Zeynep Gazâlî’nin görüşlerine, tutuklu bulunduğu sürede yaşadığı sıkıntılı günlerini anlattığı ‘‘Eyyâm min hayati’’ adıyla basılan Türkçe’ye ‘‘Zindan Hatıraları’’ olarak çevrilen eserinden ulaşmak mümkündür. Kur’an’a ve hadislere dayalı bir ahlâk anlayışını benimsemiş, hemen bütün eserlerinde ahlâkî yozlaşmalar üzerinde durmuş, bu sebeple büyük önem verdiği irşat faaliyetlerinde bilhassa Hz. Peygamber’in örnek alınması gerektiğini vurgulamıştır. İslâm’ın geleceği konusunda erkekler kadar kadınların da sorumluluğunun bulunduğunu yaşayarak göstermiştir. Ayrıca bir de tefsir yazarak hanım müfessir unvanını da almıştır. Bu faaliyetleri sonucunda hükümet tarafından defaatle suikast gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.
Hapisten çıktıktan sonra hayatını Suudi Arabistan, Pakistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Cezayir, Türkiye, Sudan, Hindistan, Almanya, Fransa, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avusturya ve İspanya gibi birçok ülkede tebliğ ve irşad faaliyetlerinde bulunarak geçiren Gazali, geride yetiştirdiği binlerce genç, sayısız konferans ve makale bırakmış, kitapları ile halen tebliğine devam etmektedir.
Zeynep Gazâlî 3 Ağustos 2005 tarihinde vefat etti.
Not: Bu yazı oluşturulurken İslam Ansiklopedisi’nden yararlanılmıştır.
0 yorum