Ceffel Kalem

Tara’dan Japonya’ya Bir Seyyah

Selamun Aleykum Sevgili Okur;

Bu ay sizleri dertlenmeye davet etmekten ziyade, dertlenmiş ve derdini adeta cihana yaymış bir kimse ile tanıştırmak istedim. Ben de kendisi ile henüz birkaç gün önce tanıştım. Hayatına dair sınırlı kaynaktan bilgi sahibi olabilsem de hem bana motivasyon oldu hem  zat-ı muhtereme rahmet okumama sebep oldu. Belki sizler de benim gibi  motivasyonunuzu davasına gönül verenlerden alıyorsunuzdur. Sizlere de rahmet okutur bu satırlar… Sizleri seyyah, kadı, yazar, gazeteci Abdurreşid İbrahim Efendi ile baş başa bırakırken hepimiz adına Rabbimizden bizlerin de güzel anılan kimseler olabilmesini dilerim.

ABDÜRREŞİD İBRAHİM (1857-1944)

Abdürreşid İbrahim Efendi 23 Nisan 1857’de Rusya’nın Sibirya bölgesindeki Tobolsk ilinin Tara kasabasında, aslen Buharalı olan Özbek bir ailede dünyaya geldi. İlk eğitimine çevre kazalardaki medreselerde başlayan  Abdürreşid Efendi, genç yaşta anne ve babasını kaybettikten sonra 22 yaşlarında Medine’ye gitmek için İstanbul’a gelmiş, iki ay sonra varlıklı bir Tatar’ın hizmetkarlığını üstlenerek deniz yolu ile Medine’ye gitmiştir. Burada tahsil hayatına 4 yılı aşkın bir süre İslami eğitim alarak devam etmiştir. İslami coğrafyalarda yaşanan siyasi olayları yakından takip eden Abdürreşid İbrahim Efendi memleketine dönmeden önce İstanbul’da yer alan dönemin entelektüelleri ile görüşmeler gerçekleştirmiştir. Tara’ya döndükten sonra medresede eğitim vermeye başlamış, orada evlenmiştir. Eğitim verdiği talebeleri Medine’ye götürmek amacıyla tekrar İstanbul’a geldi. Aynı yıllarda İstanbul’da yayımlanan Umran gazetesinde “Rusya Müslümanlarının İstikbali” başlığı ile makaleler yayımladı. 1892 yılında kadılık görevine getirildi ve görevde kaldığı 1 yıla yakın süre içinde yetimler ve yoksullar için çeşitli yardım dernekleri kurdu. Dönemin yetkilileri ile sorun yaşaması nedeniyle görevinden istifade eden Abdürreşid Efendi İstanbul’a gelerek siyasi mücadelesine devam etti. 

Rus Çarlığı’nın Türklere yaptığı zulmü konu alan Çolpan Yıldızı adlı kitabı yayımlayarak gizli bir şekilde Rusya’ya gönderdi. Aynı yıllarda İsviçre’de tanıştığı Rus sosyalistlerine mevcut durumu anlatarak yardım istedi. İstanbul’dan başlayıp  Mısır, Hicaz, Filistin, İtalya, Avusturya, Fransa, Bulgaristan, Sırbistan, Batı Rusya üzerinden Çin’e oradan da Sibirya üzerinden Tara’ya dönmüş olduğu bir seyahat  gerçekleştirdi. Mir’at adıyla yayımladığı dergide Rusya’daki Müslümanların meselelerini gündeme taşımaya devam etti. Japonya seyahati sırasında Rus elçisinin isteğiyle tevkif edilen Abdürreşid Efendi Rusya Türkleri’nin baskıları sonucu serbest bırakılmıştır. Japonya’da kaldığı süre zarfında her statüden insan ile birebir görüşmüş, Japon okullarını bizzat incelemiş, kültürlerini analiz etmiştir. Japonca öğrenerek gerekli zemin oluştuğunda ileri gelen Japon yetkililerine tebliğde bulunmuştur. Alem-i İslam ve Japonya’da İntişarı İslamiyet adlı kitaplarla İslam Dünyası ve Japonya arasında bir bağ kurmaya gayret etmiştir. Bu gayretleri ve Japon toplumu hakkında Süleymaniye Kürsüsünden bilgiler vermiştir. Dönemin aydınlarından olan Mehmet Akif Ersoy ile bizzat görüşmeler gerçekleştirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından münzevi bir yaşamı tercih ederek bir süre Konya’da yaşamıştır. 1933 yılında kalbindeki dava heyecanı ile  tekrar Japonya’ya dönmüştür. Müslümanların birlikte hareket edebilmelerini  ve de tebliğ çalışmalarını gerçekleştirmelerini hedefleyerek Asya Gikai Derneği’ni kurdu. Bu derneğin üyeleri arasında kanaat önderleri de yer aldı. Abdürreşid Efendi’nin en büyük hayallerinden biri de Japonya’da bir cami inşa edilmesiydi. Japonya’da İslamiyet’in resmen tanınmasını sağlamışken, en büyük hayali olan caminin planını Japon mimar Yoşimato çizmiş ve varlıklı Japonların desteği ile ilk tuğlasını Abdurreşid Efendi’nin koyması ile Tokyo Camii inşa edilmeye başlanmıştır. Büyük emekler sonucu cami inşaatı tamamlanmış, kendisi devlet yetkilileri tarafından vefatına kadar imam tayin edilmiştir. Tara kasabasından dünyaya açılan bu kalp Japonya’da 87 yaşında vefat etti. Her sene doğum günü ve vefat gününde Japonlar ve Japonya’da bulunan Müslümanlar tarafından yad edilen Abdurreşid Efendi, başta hayatı ve neşrettiği kitapları ile bir insanın nelere vesile olabileceğinin en büyük örneklerinden olmuştur. 

Telif ve Tercümeleri

  1. Livâü’l-hamd (İstanbul 1885). Rusya’da yaşayan müslümanları Türkiye’ye göç etmeye teşvik maksadıyla yazılmış ve gizlice Rusya’ya sokulup dağıtılmış küçük bir risaledir.
  2. Çolpan (Çoban) Yıldızı(İstanbul 1895; Petersburg 1907). Abdürreşid İbrahim’in, Rus Çarlığı’nın Türklere yaptığı baskı ve zulmü protesto etmek maksadıyla kaleme aldığı yazılı ilk siyasi belgedir. Rus hükümetine karşı halkı mücadeleye çağıran bu risalede ayrıca yazarın bir müddet reisliğini yaptığı Orenburg Şer‘î Mahkemesi’nin çalışmaları, eksikleri ve teşkilatı hakkındaki düşünceleri de yer almaktadır. Bu sebeple Petersburg’da ikinci defa basılmıştır.
  3. Bin Üç yüz Senelik Nazra(Petersburg 1905). Eser, müslümanlar arasında bir ittifak kurma zaruretini dile getiren ve daha sonra yapılan ittifak kongrelerine zemin hazırlayan, ittifak nizamnâme ve programının ana fikirlerini ihtiva eden bir kaynak mahiyetindedir.
  4. Vicdan Muhakemesi ve İnsaf Terazisi(Petersburg 1906; İstanbul 1328). Hıristiyan misyonerlerinden Dorunkin’in Tatarlar arasında Hıristiyanlığı yaymak maksadıyla yazdığı Açık Mektup adlı risaleye reddiye olarak Tatarca kaleme alınmıştır. Hıristiyanlık ile Müslümanlığı karşılaştırarak İslâm’ın üstünlüğünü ortaya koyan ve mukayeseli dinler tarihi bakımından önemli bilgiler ihtiva eden küçük bir eserdir.
  5. Aftonomiya ki İdâre-i Muhtâriyye(Petersburg 1907). Bu risale I ve II. Duma’da (1906-1907) ortaya çıkan bağımsızlık eğilimleri karşısında Rusya Müslümanlarının da muhtariyet haklarını kullanmaları gerektiğini belirten bir eserdir.
  6. ed-Dînü’l-fıtrî(İstanbul 1340). İslâm dininin insanın yaratılışına en uygun din olduğunu anlatmak maksadıyla kaleme alınmıştır. Önsözündeki ifadeden iki küçük risale olduğu anlaşılmaktadır.
  7. Tercüme-i Hâlim yâ ki Başıma Gelenler(Petersburg, ts.). Çocukluğunu, tahsilini ve memleketi olan Tara’ya dönüşüne kadar olan yirmi sekiz yıllık hayatını anlatmaktadır.
  8. Alem-i İslam ve Japonya’da İntişâr-ı İslâmiyyet(İstanbul 1328, 1329-1331). 1907-1910 yılları arasında yaptığı büyük seyahatinin hâtıralarını bu eserde neşretmiştir.
  9. Asya Tehlikede(İstanbul 1328). Japon Hatano’dan, Muhammed Hilmi Nakava ile beraber tercüme ettikleri küçük bir risaledir. İngiltere, Rusya ve Amerika’nın Uzakdoğu’da yapmayı düşündükleri faaliyetlere karşı Asyalı milletlerin yani Çin, Japonya, Osmanlı Devleti, Afganistan, Hindistan, İran, Siyam, Cava adaları ile Türkistan’ın birleşmesi gerektiğini anlatan bir eserdir.
  10. Binbir Hadîs-i Şerif Tercümesi(Petersburg, ts.) Mehmed Ârif Bey’in aynı adı taşıyan eserinin bazı ilâvelerle Tatarca tercümesidir.
  11. Tarihin Unutulmuş Sahifeleri(Berlin 1933)

0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir