Kalemtıraş Ekibi

Adı ile müsemma, Afrika’nın ortasında her nedense resmi dili Fransızca olan bir ülkedir Orta Afrika Cumhuriyeti. Bu durumun geçmişteki Fransız sömürüsüyle ilgili olduğu söylense de Fransızlar her zaman yaptıkları gibi yine inkar yöntemine giderek kendilerini küçük düşürmüşlerdir. Zengin ve tarıma elverişli topraklar üzerinde sefalet çeken bir ülkedir. Elmas ticaretinde dünyada önemli bir yerde olmasından dolayı kanunsuzluktan bir türlü başını kurtaramamıştır. Ülkede kilometrekareye 6 kişi düşmektedir. Yani kendi başlarına kalsalar paylaşılamayacak bir şeyleri yoktur. Ülkede yetiştirilen başlıca ürünler pamuk, manyok (nişastaca zengin yumru köklü bir bitki), tatlı patates (yam), mısır, darı, muz, kahve ve tütündür. Ayrıca ormanlardan büyük ölçüde kereste elde edilmektedir. Yerüstü zengin olduğu gibi yeraltı da zengindir. Elmas, altın, uranyum ve petrol gibi yeraltı zenginliklerine sahiptir. Büyük dünya vampirlerinin yani büyük dünya ülkelerinin iştahını kabartmaktadır. 

“Fransa’nın sömürgesi altında olan OAC, İkinci Dünya Savaşı sonrası 1955 Bandung Konferansı’yla yükselen Bağlantısızlar Hareketi ve modernleşme süreciyle birlikte 1958 yılında özerkliğini ilan etmiş; nihayet 1960 yılında da bağımsızlığını kazanmıştır. Bağımsızlık sonrası OAC’de birçok askeri darbe gerçekleştirilmiş ve ülke 1993 yılında ilk kez çok partili sisteme geçiş yapmıştır. Devlet Başkanı seçilen Ange-Felix Patasse’nin 10 yıllık iktidarından sonra Francois Bozize, 2003 yılında askeri darbeyle yönetimi ele geçirmiş; aşırı otoriter yapısı, yolsuzluk, kayırmacılık ve Müslüman azınlığa yönelik baskıcı politikaları nedeniyle toplumda önemli derecede huzursuzluk ortamı ve dini temelli bir gerginlik vuku bulmaya başlamıştır. Bu süreçte ülkenin kuzeyinde çoğunlukla Müslümanların yaşadığı bölgede Michel Djotodia’nın önderliğindeki silahlı milisler, hükümete karşı ayaklanmıştır. Buna karşılık Bozize, görev süresi dolmasına rağmen iç karışıklıkları sebep göstererek 2010 seçimlerini iptal etmiş ve bu durum ülke içerisinde din temelli isyan dalgasını körüklemiştir.  2012 yılının Eylül ayında dağınık Müslüman milis örgütler, “Seleka Koalisyonu” adı altında bir araya gelmişler ve Aralık 2012 sonrası yükselen çatışmaların ardından Bozize iktidarını Mart 2013 tarihinde devirmeyi başarmışlardır.

Devrik Devlet Başkanı Bozize, 2013 yılında Hristiyan Anti-Balaka milis örgütüne ciddi desteklerde (silah ve para) bulunmaya başlamış, bu sayede örgüt Aralık 2013’ten itibaren Müslümanlara sistematik bir saldırı başlatmıştır. 10 Ocak 2014 tarihinde ülke içi çatışmalar ve bölgesel-uluslararası baskılar sonucu Seleka lideri Djotodia istifa etmiş, Seleka’nın dağıtıldığını açıklamış ve 23 Ocak 2014’te ülkenin devlet başkanlığına Bangui Belediye Başkanı Catherine Samba-Panza getirilmiştir. Devlet başkanının değişmesinden sonra dahi ülkede sular durulmamış ve Müslümanlara yönelik devam eden şiddet karşısında Ağustos 2014’te, eski Orta Afrika Cumhurbaşkanı ve Seleka Lideri Djotodia, Müslümanlara yönelik soykırım tehdidine karşı can güvenliğini sağlamak için ülkenin kuzeyinde ‘bağımsız bir devlet’ ilan ettiğini açıklamıştır. Ayrıca daha önce dağıtılan Selaka milisleri “eski Seleka” adı altında yeniden bir araya gelmiştir. Eylül 2015 tarihinde Bangui’deki bir Müslümanın öldürülmesiyle artan şiddet dalgası, sertlik yanlısı eski Seleka ve anti-Balaka militanlarının geçiş hükümetini devirme girişiminde bulunmalarına yol açmıştır. Aralık 2015’te Seleka, ülkedeki Hristiyan ve Müslümanların bir arada yaşamasının mümkün olmadığını gerekçe göstererek, ülkenin kuzeyinde “Logone Cumhuriyeti” ya da “Dar El-Kuti” adında özerk bir bölge ilan etmiştir.

Aralık 2015 – Şubat 2016 tarihleri arasında düzenlenen devlet başkanlığı seçimlerinde oyların %62’sini alan Faustin-Archange Touadera, cumhurbaşkanı olarak seçilmiş ve Mart 2016’da göreve başlamıştır. Touadera’nın eski Başkan Bozize’yle olan yakın ilişkileri, Aralık 2013-Ekim 2016 tarihlerinde Fransızların düzenlediği Sangaris Operasyonu’nda sadece Müslümanların silahsızlandırılması, dolayısıyla artan Müslüman-Hristiyan gerginliği, devletin ülke güvenliğini sağlamadaki başarısızlığı ve BM’nin barış gücü MINUSCA’nın bu konudaki yetersizliği endişeleri arttırmaktadır. Temmuz 2017 tarihinde Faustin-Archange Touadera liderliğindeki OAC, silahlı gruplarla barış anlaşması imzalamış, bu kapsamda hükümette daha fazla temsil hakkı tanınmasının karşılığında silahların bırakılması kararlaştırılmıştır. Touadera yeni kabinede yaptığı değişikliklerde bakanlık sayısını 23’ten 34’e çıkarmış ve eski Seleka üyelerinden bir isme de hükümette yer vermiştir. Fakat ülkedeki gerginlik ve dini çatışmalar devam ederek sadece 7-8 Eylül 2017 tarihinde Bria kentinde silahlı gruplar arasında meydana gelen çatışmalarda 10 kişi ve toplamda bir haftada 25 kişi hayatını kaybetmiş, 50’den fazla insan yaralanmış ve 80’i aşkın ev yağmalanmıştır.”*

*Bu bilgiler https://www.ankasam.org/orta-afrika-cumhuriyetinde-dini-catismalar/ sitesinden alınmıştır.


0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir