Kalemtıraş Ekibi

Küba Cumhuriyeti Karayiplerde bir ada ülkesidir. Adaya yerleşimin M.Ö. 6000’li yıllarda başladığı kabul edilir. 1400’lü yılların sonrasına kadar Guanahatabey ve Kiboni Yerlilerini yaşadığı biliniyor. 1492’de Kristof Kolomb adayı batılı bir gözle keşfettiğinde 80 ila 100 bin arası insan yaşamaktadır adada. Karayiplerin en büyük, dünyanın 13. en büyük adasıdır. İspanya Krallığı adına Kristof Kolomb adaya el koyunca yaşanan elim olaylar yerli halkın sayısını 5 bine kadar indirmiştir. Kılıçtan geçirilenler ve yakılanlardan sonra İspanyol merhametinden kurtulabilenler bu kadardır. İlk yerli direnişini organize eden Tainolu reisi Hatuey’e yakılmadan önce bir rahip gelerek vaftiz olursa (yani Hıristiyanlığa girerse) cennete gideceğini söyler. Hatuey, rahibe cennette İspanyol olup olmadığını sorar. Cennette İspanyolların da olduğunu duyunca söylediği “Öyleyse ben oraya girmeyeyim, daha fazla İspanyol görmek istemiyorum” sözleri tüm durumu  özetler niteliktedir.

18. yüzyılda insan öldürmenin çok kazandırmadığını fark eden İspanyollar, barış ve sükunet ortamı sağlayarak başkent Havana’yı İspanya gemileri için ticaret merkezi haline getirdiler. Bu tarihlerde yerli nüfus 50 bin dolaylarındaydı. Bahsettiğimiz ticaret ise en karlı olan köle ticaretidir. 1865’te köle ticaretinin bitmesiyle adaya işçi olarak Meksika yerlileri ve Çinliler gelmeye başlamıştır.

Tarihler 1868’i gösterdiğinde Küba için yeni bir dönem başlamıştır. Carlos Manuel de Cespedes bir sabah tüm kölelerini azat edip İspanyollara isyan başlatmış, bu olay “On Yıl Savaşları’’nın kıvılcımı olarak tarihe geçmiştir. Cespedes, yayınladığı “Grita de Yala” bildirisi ile Küba’nın bağımsızlığını ilan etmiştir. 1874’te öldürülünce “Vatanın Babası” lakabı ile anılmaya başlanmıştır. 1895’te ise Jose Martin önderliğinde ikinci bağımsızlık savaşı başlamıştır. Jose Martin, Amerikalıların adaya çıkışını görecek kadar uzun yaşamasa da ulusal kahraman ve savaşın simgesi kabul edilmiştir. Amerika için söylediği “Canavarı tanıyorum. Çünkü ininde yaşadım” sözleri manidardır.

300 bin Kübalının öldüğü savaşın kazananı yoktur. Merhamet salyalarını Küba’nın verimli toprakları üzerine akıtan Amerika, adaya çıkar ve İspanyolları kovar. 50 yıllık Amerikan sömürüsü Küba için bu olayla başlamıştır. Bu savaştan sonra Amerika, Guantamalo körfezini kullanma hakkına sahip olmuştur. Meşhur Guantamalo Hapishanesinin kuruluş tarihi de bu tarihe dayanır. Bu tarihten sonra Küba Amerikalıların yasa dışı işleri işleri için bir üs haline gelmiştir.

1933’de Amerika desteği ile Fulgencio Batista iktidara gelmiş ve Amerika çıkarları için bir diktatör haline gelmiştir. 1952’de genç bir avukat olan Fidel Castro, gazetede Batista’nın suçlarını sıralar ve 100 yıla mahkum olması gerektiğini yazar. Arkadaşlarıyla yaptıkları ufak çaplı ayaklanma bastırılır. Üç kişi hariç diğerleri öldürülmüştür. Fidel Castro ve arkadaşları 15 yıla mahkum edilirler. 2 yıl sonra cezaları Meksika’ya sürgüne çevrilir. 1955 yılında sürgünde Ernesto Guevara ile tanışır. Fidel, kardeşi Raul ve daha sonra Kübalılar kendisine ‘‘Che’’ lakabını verecekleri Arjantinli Ernesto önderliğinde 80 kişilik küçük bir ordu ile Küba’ya dönerler. Gerilla savaşına başlarlar. Batista’nın gönderdiği silah yüklü trene Che’nin el koymasıyla savaşın seyri değişir. 1959’da Batista ülkeyi terk eder. Fidel, dünyanın en genç liderlerinden biri olarak Küba’nın başına geçer. Che, yeni ayaklanma organizesi için Orta Afrika’ya, oradan Bolivya’ya geçer. CIA ajanları tarafından yakalanıp öldürülür. Cesedi Küba’ya getirilir. Komünist rejim ile zenginler mallarını alır ve Florida’ya kaçar. Sovyetler Birliği dağılana kadar on yıllık bir refah dönemi yaşasalar da Rusya’dan gelen petrol, yiyecek ve tıbbi yardımın bitmesi, Amerika’nın uyguladığı ekonomik ambargo ile birleşince sefalet yılları başlar.

Fidel Castro, 2016 yılında ölene kadar ülkeyi yönetmeye devam etmiştir. Ölümünden sonra yerine kardeşi Raul geçer ve turizmi önceleyen bir politika ile ülkeye şekil vermeye çalışır. 19 Nisan 2018’de mecliste yapılan oylamada 604 oydan 603’ünü alan Miguel Diaz-Canel devlet başkanı olmuştur. Halen görevdedir.

Küba’da günümüzde de hükümet karşıtı eylemler ve gıda krizi devam etmektedir.


0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir