Betül Sevda Kıroğlu

Sabır, ahlâk terimi olarak “üzüntü, başa gelen sıkıntı ve belâlar karşısında direnç gösterme; olumsuzlukları olumlu kılmak için gösterilen metanet” gibi anlamlara gelir.

Peki, anneler ve cennetleri için de söylendiği kadar kolay mıdır?

Evladı ateşler içinde sabahlayan anneye göre sabır nedir? Ameliyata giren evladını kapıda bekleyen anne için, gece eve geç gelen evladını camda bekleyen anne için, doğum yaptıktan sonra cennetinin odaya gelmesini bekleyen anne için, askerdeki evladına şafak sayan anne için… 

Dile hafif, kalbe ağır gelir sabır. İman edenlere ise cennet müjdesi kâfidir…

Muhakkak ki biz sizi korkuyla, açlıkla ve mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile imtihan edeceğiz. O sabredenleri müjdele! Onlar ki, başlarına bir musibet geldiği zaman: “Biz Allah’a aidiz ve sonunda O’na döneceğiz.” derler. (Bakara 155-156)

Peki ya çocuklar için sabır nedir?  Uzun bir bekleyiş.

1-2-3 daha olmadı mı?  Hala mı bitmedi?   Ne kadar sürer?   Ne zaman gideriz?   Soğumadan yiyemez miyiz? Hemen iyileşmez mi? Ve daha niceleri.

Hayatın içinde birlikte sabrettiğimiz şeyler çok olsa da tefekkürü domino oyunu oynarken yapabildik. Çocuklarla birlikte domino oynamak için taşları dizerken çok zorlandık. Birçok kez denedik tekrar ve tekrar. Hatta bir ara çocukların şevki kırıldı, oynamasak mı dediler. İşte o anda sabır konusuna güzel bir giriş yapalım istedim.

Başladık konuşmaya…

-Bir işe başladığımızda bazen aksilikler olabilir ya da bazı şeylerin olması için vakit geçmesi gerekebilir. Mesela, ağaçların meyve vermesi gibi. Annenin bebeğini kucağına alması gibi. Çocukların yaz tatiline kavuşması gibi. Yıldızları görmek için gecenin gelmesi gibi. Sevdiğimiz bir tatlıyı yemek için pişmesini beklemek gibi. 

-Evet ama bazen sabretmek zor.

-Bazen zor olsa da sabretmek bizleri hayra yaklaştırır. (Konuşurken dominoyu dizmeyi başardık.) Şimdi bu domino taşlarını dizmeyi bıraksaydık,  pes etseydik,  bu halini görebilir miydik? Siz bu şekilde eğlenebilir miydiniz? Birlikte dizmenin,  arada çarpıp düşürmenin,  sonunda başarmanın lezzetine varabilir miydik? Pastadan bir çatal yemek mi sizi mutlu eder yoksa size verilen dilimin hepsini yemek mi?

-Hepsiniiii.

-İşte biz de bu oyunda hepsini yemiş olduk. Beraber dizdik,  beraber bozduk; birlikte güldük,  birlikte sabrettik. 

Bu şekilde anlatınca hak verdiler. Aslında sabır hayatımızın her alanında  az veya çok muhakkak var. Çocuklarımız 3 yaşından itibaren sabırla karşı karşıya gelir. Onlara bunu anlatmak için karşımıza alıp konuşmamız yeterli olmaz. Sabır yaşayarak öğrenilir. Bu yüzden gün içinde yemek yemek için herkes sofraya oturmadan yemeğe başlamamak, birlikte kek çırpıp  pişmesini beklemek, trafikte kırmızı ışıkta durup yeşil ışığı beklemek, evdeki bir çiçeğin büyümesini gün gün takip etmek gibi hayatın içinden örneklerle farkındalık oluşturup,  sabrı anlatabiliriz.

Hatta dışarı çıkıp bir hayvanı,  karıncayı, arıyı inceleyebiliriz. Belgeselini seyredip (Allah’ın izni ile) arıların nasıl sabırla çalışarak bal yaptığını, karıncanın hiç durmadan kendinden büyük yiyecekleri taşıdığını, tavukların yavruları için yumurtalarının üzerinde günlerce oturduğunu deneyimleyebiliriz.

Rabbim yaratılanlara tefekkür nazarıyla bakabilmeyi nasip etsin.

Allahumme amin.


0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir