Şakir Zümre

Biraz da gerçeklerden konuşalım istiyorum. Madem son sayımız için yazıyorum, bundan sonra söylemek isteyip söyleyemeyecek olduklarımı dile getirmek lazım. Yine de çok da şey yapmamak lazım. Sonuçta hayat devam ediyor, yarınların bize ne getireceği belli olmaz!

Gerçeklerden bahsedeceksek önce paradan başlamak lazım. Malum, bu dünyadaki en önemli gerçeklerden biri paradır. Genelde tüm sorunları çözen ana etmen paradır. Tabii genelde tüm sorunların sebebi de para olmaktadır ama o şu an bu yazımızın konusu değil. Mesele parayı kimin kullandığı değildir. Zannediyoruz ki kullanabildiğimiz para bizimdir. Hayır! Her kullandığımız şeyin bizim olmadığını şimdiye kadar idrak etmiş olmamız lazım. Yok eğer hâlen her kullandığımız şeyi kendimizin zannediyorsak, bu yazıyı daha fazla okumanıza gerek kalmamıştır. Zaten her şeyi okuyacağız diye de bir kaide yok. Sonuçta hayat devam ediyor!

Diğer bir gerçeğin altını çizecek olursak, paradan bahsetmemiz lazım. Paranın sahiplerinin kim olduğunu biliyor muyuz? Eğer paranın sahiplerinin kim olduğunu bilirsek, kimin kiracısı olduğumuzu da biliriz. Bize ait olmayan şeyler için bu kadar çabalamanın ve kendimizi yıpratmanın bir anlamı kalır mı? Kiraladığınız herhangi bir şeyin yahut ödünç aldığınız şeylerin gerçek sahipleri gibi mi davranıyorsunuz? Tabii ki evrensel ahlak kuralları çerçevesinde davranmayı tavsiye ediyor herkes. Yine de çok şey yapmamak lazım ahlak falan diye. Sonuçta hayat devam ediyor, yarınların bize ne getireceği belli olmaz!

Bir diğer gerçeğin ise adalet olduğunu düşünebilirsiniz. Elbette ki bu sizin düşünceniz. Lakin adalet için de para olması gerekir. Eğer ki paranız yoksa adalete de erişemezsiniz. Ancak aynı paraya sahip olanlar arasındaki adaletten söz etmek gerekir. Yoksa bahsettiğiniz adalet neyden neşet etmiştir ki? En amansız muhalifleri bile düşündüğümüz zaman, paraları seviyesinde devrim desteklemektedirler. Genelde parası olmayanlar devrimi destekler; parayı bulduklarında farklı bir devrim aşamasına evrilirler. Tabii ki teoriler aksini gösterebilir, lakin uygulamalar çoğunlukla böyle gerçekleşmiştir. Fakirliğimiz kadar adil yargılandığımız gibi, zenginliğimiz kadar daha adil oluruz. O nedenle adalet aramak dediğimiz şey bir nevi para aramaktır. Yine de çok şey yapmamak lazım. Sonuçta hayat devam ediyor!

Diğer bir gerçek ise sağlığı satın alabilen paradır. Dikkat edelim, her para her şeyi satın alamaz. Hele ki sağlığı satın almak oldukça zordur. Yine de klişelere takılmayalım. Her şeyin başı sağlık değil, paradır. Zira her şeyin başı sağlık olsa, şu bilmem ne kadar insan para için sağlıklarını harcarlar mı? Aslında dikkatli düşünürsek “sağlık harcamak” diye bir tabirimiz var. Demek ki sağlığı paranın bir nevi olarak görüyoruz. Sağlık satın almaya gelince de tamamen boş bir arzu içinde olmayalım. Sağlığı sadece ekonomik seviyemiz kadar satın alabiliriz. Belki ülkemizde kolay ulaşılabilir olduğu için sağlığı satın almak kolay gibi geliyor olabilir birçoğumuza. Hâlbuki sağlığımız karşılığında bizi satın alır ilaç firmaları. Yine de çok şey yapmamak lazım. Sonuçta hayat devam ediyor, yarınların bize ne getireceği belli olmaz!

Bu arada “hayat devam ediyor” derken de altında çok ciddi şeyler aramayın. 38. sayımız olan bu sayımızla beraber 38 tane mazlum coğrafyadan bahsetmiş oluyoruz. Sayamadıklarımızla beraber bu coğrafyalarda insanlar neden öldüler ve ölmeye devam ediyorlar? Doğu Türkistan ile başlayan, anlatmaya başladığımız mazlum coğrafya serisinin hangisinde zengin insanlar yaşamakta? Hayat değil de para devam ediyor demek daha doğru olur belki de! Tabii ki doğruyu ve yanlışı belirleyenin de para olduğunu varsayarsak, neyin doğru olduğunu da tartışmalı hâle getirmiş oluruz. Şimdi Filistin’den de bahsedecektim ama paranın sahiplerini ürkütmek ve menfi sonuçlarla karşılaşmak da üzücü olur. Şu an parayı kendine yakıt yapmış bir azınlığın nasıl bizleri sömürdüğünü de görmüş bulunmaktayız. Parası miktarında insanların acılarını birbirleriyle yarıştırdığı şahitliği içerisindeyiz. Yeryüzünde herhangi bir mazlum coğrafyanın karşılığında menfaat bulunamazsa dillendirilmeye korkulduğu bir dönemdeyiz. Aslında menfaat bulamamaktan ziyade, içinde para kazanma olmayan şeyin kıymetsiz görülmesinden kaynaklanan bir ikiyüzlülük içerisindeyiz. Yanlış anlamayın, gerçeğimiz para olunca ikiyüzlülük de kötü bir vasıf taşımıyor. Cesaretin ahmaklık olduğu bu dönemde, doğru sözlülüğün enayilik olduğunu zaten biliyoruz. Ahlak dediğimiz şeyde ise temel kriterimizin ne olduğuna göre ahlak durumumuzun değiştiğini zaten görüyoruz. Mesela temel kriteri para yaparsak, ülkemizin eğitim sisteminde gayet ahlaklı kişiler yetişiyor diyebiliriz. Ahlak anlamında İslami ahlaktan bahsedersek sınıfta kaldığımız herkese aşikâr. Para temelli ahlaktan bahsedersek, gayet iyi durumdayız diyebiliriz. Bir de muhalif kesimin bahsettiği devrimci ahlaktan bahsedersek ise, tam olarak onların aradığı devrimci ahlakla yetişmiş nesillerle karşı karşıyayız. Neyse, çok da şey yapmayalım. Sonuçta hayat devam ediyor!

Her ne kadar Irak’ta 3 milyon dul kadının eşi için hayat devam etmiyor olsa da, Patani’de milyona yakın kişi için hayat devam etmiyorsa da, Yemen’de yarım milyon kişi için hayat devam etmiyorsa da, yarım milyon kişi de Güney Afrika’da hayatlarına devam edemiyorsa da Bosna’da hayatına son verilen çocuğun etinden yapılan köfteyi zorla yedirdikleri anne zaten yaşarken hayatsızlığı tatmış olsa da, Gazze’de 8-10 yaşlarında bir kız çocuğu evine su götürürken bir keskin nişancı kurşunu ile hayatını sonlandırmış olsa da, Doğu Türkistan’da “yaşamak” dedikleri şeyin tanımı farklı yapılıyor olsa da…
Sahi, hayat gerçekten devam ediyor mu?

Aklına farklı sorular gelenler olabilir. Lakin sorularına bu satırlardan hiçbir zaman cevap alamadıkları gibi, bundan sonra da cevap alamayacaklar. Artık bu son sayımızda size söylemek istediğim şey: her şeyi bir kenara bırakın. Eğlenceler, zevkler, üzüntüler, neşeler, doğum günleri, kutlamalar, kazanmalar, kaybetmeler vs. hepsi ama hepsi bomboş bir bütünlüğün anlamsız parçaları.
Çok da şey yapmayalım, zaten bu hayatın içinden kimse çıkamayacak!!!


0 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir