Merve Karadağ
Çayımın kaşığı tıngırdıyor, odamın sessizliğini bölüyor.
Saatin tik tak sesi, melodi misali.
Şuradaki duvarda bir çatlak mı var.
Dün yoktu sanki,
Yine aynı çocuk okula gidiyor hep bu saatlerde geçiyor.
Camdan dünya ne küçük benim odam ne küçük.
Lakin yarimin gözleri ne büyük
Oradan izleyince dünya ne büyük .
Bana uçsuz bucaksız bir dünya vaad ediyor.
Zaman denen o melun şey, durmadan işliyor.
İkimiz içinde işliyor, gözlerimiz birbirine kenetli.
Duvarda resmimiz 40 yıl önceki.
Eli elimde, dizi dizimde yarım.
Korkarız bir taraftan da hangimiz önce gidecek.
Gitmek mi daha zor kalmak mı?
Hayat sanki kalana daha zor.
Kanadı eksik kuş misali.
Hadi toparlan şimdi.
Yağmur yağıyor, cama vuran tıkırtının sesi.
Ne güzeldir dimi yağmur sesi,
Yarimin gözünden izleyeyim.
Oradan daha bir güzel sanki
Kuş kondu pencereye tıklattı yine.
Yarimin gözünde bir heyecan, aldık onu içeriye.
Üşümüştü, ısıttık ellerimizle.
Bitmesin dediğimiz saatlerdeyiz yine .
Gönül öyledir,
Eğer huzurla çarpıyorsa.
Huzur ve saatin savaşı.
Bitmek bilmeyen,
Mütemadiyen süren.
0 yorum