Gülcan Yusufoğlu
Aynı gökyüzünün aynı yeryüzünün insanları… Her biri başka, her biri farklı bir canavarı dünyanın. Dirilerin ölüleri yıkadığı bir dünyanın insanları. Yüreğinde ateş, kalbinde kor ama bir o kadar da acımasız.
Her dava bir sonla mükelleftir. Her biri bir telaşa kapılarak kazanılmaya mahkûm.
Sevgi de davaya benzer,
acı çekmek şahide şahidin varsa davan işte o zaman davalığıyla sorumludur
Peki nedir bu insanların derdi ey sevgili?
Niçin bu telaş bu tantana uğruna sevgiyi feda edebilecek?
Bilmez mi bir başına kalacak bir daha kimseler sevemeyecek. O halde nerde bu dünyayı bu felaketten kurtarabilecek tek kurtarıcı?
Denize düşüp yılana sarılmak misalidir sevgisizlik.
Kendisinin de yılana sarıldığını akıl etmez mi?
Hiç uğruna feda ettikleri şeyin bu felaketin içindeki tek güzellik olduğunu bilmeden…
Şimdi her biri perperişan ufacık bir sevgi tohumuna hasret…
0 yorum