Kalemtıraş Ekibi
Burundi’de bilinen ilk yerleşim miladî 1000 tarihine dayanır. Bantu dilini konuşanlar bölgeye gelirler. 1300’lerde Hutu soyundan siyahilerin bölgeye geldikleri biliniyor. 1430’da Tutsi kabileleri bir araya gelerek feodal bir yapıda teşkilatlanmaya başlamışlardır. 1680’de Canbarantama ilk Burundi Kralı olmuş, böylece Burundi Krallığı başlamış bulundu. 1796’ya gelindiğinde Kral IV. Ntare Burundi Krallığının yüzölçümünü iki katı kadar genişletmiş ve çevre kabilelerin hepsi Burundi Krallığının egemenliğine girmişlerdi. 1858 tarihi Burundi için bir dönüm tarihi olacaktır. İlk defa ingiliz kaşifleri denilen sömürü ajanları bölgeye ayak bastılar. 1890 yılına gelindiğinde İngilizler kendi iç işleri ile uğraşırken Almanlar bölgeye hakim olmuşlardı bile. Alman kolonisiyle İngiliz sömürge güçleri bölgede çeşitli çatışmalara girdiler. 1901’de Almanlar ve İngilizler Ruanda ve Burundi arasında sınır anlaşması imzaladılar. 1905’deki büyük kıtlıkta halkın dörtte biri açlıktan telef oldu. 1916’da I. Dünya Savaşını fırsat bilen Belçikalılar bölgeye asker çıkarıp hakimiyeti ele geçirdiler. 1923’de Milletler Cemiyeti bölgenin Belçika’ya ait olduğunu kabul ettiler. Tabi ki bölge halkı olan Hutulara ve Tutsilere herhangi bir şey soran yoktu. 1959’da göstermelik bağımsızlık süreci başladı. Belçikalılar da bu arada sömürü faaliyetlerinde Almanlardan ve İngilizlerden geri kalmadılar. 1962’de bağımsızlıklarını kazandıklarını düşündüklerinde tarihlerinin en kanlı dönemine girmek üzereydiler. 1963’de ilk Hutu kökenli başbakan seçildi. Durumun gidişatını beğenmeyen Belçikalılar kısmi olarak Tutsileri desteklediler. 1972’de başa gelen Tutsiler Belçika üretimi silahlarla yüz binden fazla Hutuyu katlettiler. Birçok Hutu çevre ülkelere iltica etti. 1976’da ülkede kansız askeri bir darbe gerçekleşti. 1981’de tek parti dönemine geçildi. Tabi ki Burundi’nin doğal kaynakları olan nikel, uranyum, nadir oksitler, bataklık kömürü, kobalt, bakır, platin, vanadyum ve işlenebilir topraklardan dolayı Belçika elbette ki bu bölgedeki istikrarı desteklemeyecekti. 1993 yılına kadar gerçekleşen etnik çatışmalarda üç yüz binden fazla kişi hayatını kaybetti. Esrarengiz ve açıklanamayan ölümlerden nasibini devlet başkanı bile alacaktır. Açıklanamayan bir uçak kazasında hayatını kaybeder. 2005 yılına kadar etnik çatışmalar devam etti. 2006’da Doğu Afrika Topluluğuna kabul edildi. Verimli topraklar üzerinde olmalarına rağmen 2007’deki gıda krizinden sekiz yüz bin kişi etkilendi. 2005 yılında senato ve ulusal meclis tarafından seçilen cumhurbaşkanı Pierre Nkurunziza, 2010 ve 2015’de halk oyu ile tekrar seçilecektir. 2015 yılında tekrar seçilmesinin kanunlara aykırı olması nedeniyle muhalif gruplar ayaklanmış ve üç yüz yirmi beş bin kişinin göçüyle sonuçlanacak sokak çatışmaları başlamıştır. Hükümetin olayları kanlı bir şekilde bastırmasıyla 2016’da olaylar son bulur. 2017 Haziran’da Türkiye Burundi’ye büyükelçilik açar. 2016 olayların durulması sonrası Türkiye ile 1.9 milyon dolar ikili ticaret hacmi oluşmuştur. Türkiye Bursları kapsamında Burundi’de yüksek öğretim bursları da bu tarihte başlamıştır. 2018 yılında ise Dünya’nın en mutsuz ülkesi olarak seçilmiştir.
0 yorum