Betül Sevda Kıroğlu
Her şey bir gülümseme ile başlar. Güven duygusu, muhabbet, letafet… Gülümsemenin hem bedenî hem de ruhani faydalarını bilseydik daha çok gülümseyip gülümsetir miydik? Eminim ki durmaksızın gülümserdik hem de ilk olarak eşlerimize karşı. İslam bizleri nizama sokarken inceliklerle donatır yaşamı. Eşler arasına muhabbet koymak için, birlikte huzura ermeleri, birbirlerinde tatmin bulmaları için, sevgileriyle onları rızıklandırmak için müjde üstüne müjde verir. Görmek isteyene, duymak isteyene, müjdeye nail olmak isteyene… Hatta bu müjdeleri okuyunca kulun gözleri dolar. Rabbinin onu ne kadar sevdiğini, günahlarını bağışlamak için ne kadar çok vesileler yarattığını tefekkür eder, şükreder, teşekkür eder. Müjde odur ki, eşlerin birbirine bakışıyla, el ele tutuşmasıyla, tatlı bir sözüyle ikisinin de günahları dökülür.
Günahlarının dökülmesini mi istiyorsun?
Geçim sıkıntınız mı var?
Yorgun musun?
Sevmek,sevilmek mi istiyorsun?
Rabbinin rızasına mazhar olmak mı istiyorsun?
İşte evliler için reçete: Eşine tatlı bir bakış at, güzel bir söz söyle, kocaman sarıl. İşte bu kadar. Evli kardeşlere tavsiye, bekarların da kulaklarına küpe olsun.
Ne yapalım, nasıl yapalım? İşte buyrun.
Ansızın gidin eşinizin ellerinden tutun, gülümseyerek bakın, sonra da sarılıp, böyle davrandığımızda günahlarımızı döken Rabbimize şükürler olsun, seni seviyorum, deyin. Eşiniz de hayırdır desin. Siz de ona bu hadisi hatırlatın.
Peygamber Efendimiz (sav) buyurdular ki: “Bir Müslüman erkek, eşine baktığı, eşinin de kendisine baktığı vakit, Allahu Teâlâ her ikisine de rahmet nazarıyla bakar. Ve erkek, hanımının elinden tuttuğu zaman, her ikisinin de günahları parmaklarının arasıdan dökülüp gider.” (en-Nebhani, el-Fethü l-Kebir I 276.)
Zarafet ve nezaketin zirvesinde bulunan şefkat peygamberi Efendimiz(sav) bir başka hadisinde şöyle buyurmaktadır: “Eşinin ellerini avuçlarına alarak yüzüne bakan ve bu esnada birbiriyle bakışanlara Allah da rahmet nazarıyla bakar ve günahları parmaklarının arasından dökülür, gider.” (Camiussağir)
Dünyanın koşturmacasında ufak bir mola. İhtiyaç molası. Sevdiğini mutlu etmenin, sevildiğini hissetmenin, ruhun tatmin molası bu. Bazen mutluluğu, huzuru büyük şeylerde ararız ama Rahman ufak şeylere ne rahmetler saklamıştır. Kapitalizmin sarsmaya çalıştığı ilişkilere, muhabbetlere şifadır bu reçete. Yeter ki bakmasını bilelim, niyetimiz halis olsun. Rabbimizi sevelim, emrine itaat edelim. Bizler sünnete bu muhabbetle sarılırsak hangi yuvalar çiçek açmaz,hangi yuvalarda çiçek gibi evlatlar yetişmez…
Sözlerimi Allah resûlünün sözüyle bitiriyorum:
“Ey insanlar! Kadınların haklarını korumanızı ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız. Onların iffet ve namuslarını Allah adına söz vererek helal edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde haklarınız, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır…”
0 yorum