Ayten Almassri
Ben bir anı koleksiyoncusuyum. Hiçbir anıyı atamıyor, hepsini içimde biriktiriyorum. Çocukluk anılarım hep baş ucumda. Çocukluk yaşanıp biten bir şey değil benim için. Özlemle yaslanıyorum onlara. İnsan kaç yaşına gelirse gelsin yorulduğunda ilk kaçtığı yer çocukluğu oluyor. Güvenli bir sığınak gibi. İyikilerle anılanlar ile keşkelerle anılanlar yan yana duruyor. Onlar hayatın ayrılmaz ikilisi. Her ikisinin de bana öğrettiği çok şey var. Her gün tek tek gözümün önüne getirip geçmişin tozunu alıyorum üstlerinden. Tazeliyorum yaralarını. Bazılarına tebessümle, bazılarına gözümden akan iki damla yaşla eşlik ediyorum. Bazılarına ise hem tebessüm hem yaşla… Çünkü bilirsiniz bazı anılar hüzün ve mutluluğu aynı anda hissettirir. Böyle hisleri tarif etmeyi de pek beceremem. Ben zaten hislerimi hiçbir zaman yeterince tarif edemedim. Ya da tarif etmeden anlaşılayım istedim, bilmiyorum. “Neden bunları yük ediyorsun kendine?” diyenler oluyor. Aslına bakarsan haklılar da. Anı dediğin insana yük oluyor bir yerden sonra. Ama yük de olsa insan ha deyince geçmişini yol kenarına bırakıp yoluna devam edemiyor.
Her şeyi, herkesi gömüyorum da içime bir tek anılar kalıyor elimde. Onları unutmaya da bir yerlere gömmeye de kıyamıyorum. Kırgınlıklar, kızgınlıklar, haksızlıklar… Hepsini koyuyorum da bir kenara, anılarımı koyacak yer bulamıyorum.
Bazı yollar hiç yürünmemiş
Bazı hayaller hiç kurulmamış
Bazı geceler hiç sabahlanmamış
Bazı yollar hiç gözlenmemiş
Bazı yüreklere hiç dokunulmamış
Bazı dertler hiç paylaşılmamış olsaydı
Belki de gömülürdü yüreğe anılar…
Ben bir anı koleksiyoncusuyum
Hiçbir anıyı atamıyor hepsini içimde biriktiriyorum…
0 yorum